İnşaat Mühendisleri Odası adına Adana ve İstanbul
Şubelerinin birlikte düzenlediği 12. Ulaştırma Kongresi, Seyhan Belediyesi Yaşar
Kemal Kültür Merkezi`nde gerçekleşti. Açılış konuşmalarıyla başlayan Kongrede
sırasıyla İMO Adana Şube Başkanı Halil Çağdaş KAYA, Şube Başkanımız Nusret SUNA,
Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güngör EVREN, KKTC İMO Başkanı
Seran AYSAL, İMO Başkanı Cemal GÖKÇE, TMMOB Başkanı Emin KORAMAZ, Seyhan
Belediye Başkanı Zeydan KARALAR açılış konuşmalarını yaptılar.
İMO Adana Şube Başkanı Halil Çağdaş KAYA konuşmasında
kentlerin, insan hayatını zorlaştıran koşulları ile çözüm beklediğini
belirterek, özellikle gelişmiş ülkelerde ulaştırma sistemleriyle ilgili önemli
çalışmalar yapıldığı ve sonuçlarından faydalanıldığına dikkat çeken KAYA,
ulaştırmanın; erişebilirlik, uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik, kültürel
miras, ekosistem, çevre duyarlılığı gibi kavramlarla birlikte düşünülmesi
gerektiğine dikkat çekti.
Ulaştırmada süregelen olumsuzlukların birbirini tetikleyerek çoğaltan yapısını
değiştirecek yeni politikaların oluşturulması ve hayata geçirilmesinin günümüz
toplumsal yaşamı için önemli bir gereksinim olduğuna işaret eden KAYA, "Çözüm
getirmediği gibi çözümü daha da zorlaştıran yanlış adımlar atılması ulaştırma
sorununu kaygı verici boyutlara taşımaktadır.
Bu nedenle öncelikle toplumun yapısına ve yararına uygun ulaştırma
politikalarının oluşturulması önemlidir" dedi. 12. Ulaştırma Kongresi`nde 12
oturum, 4 çağrılı konuşmacı, 24
sözel bildiri sunumu, 3 poster bildiri ile konuyla ilgili güncel bilgi ve
araştırmaların paylaşılmasının sağlanacağına dikkat çeken KAYA, kongreye emeği
geçenlere teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.
Şube Başkanımız Nusret SUNA konuşmasında, ulaşımın sorun
olduğu sürece İMO`nun bu sorun üzerinde duracağını belirtti. Odamızın, ulaştırma
konusu üzerindeki duyarlılığına ve 1974 yılından bu yana düzenlenen ulaştırma
kongreleriyle 40 yılı aşkın bir süredir çalışmalar yürüttüğüne dikkat çeken
SUNA, "Ulaşım sorun olmaya devam ettiği sürece de duracaktır" dedi. "Ulaşım
tartışmaları daha çok İstanbul odaklı yürümektedir. Birinci Boğaz köprüsünden
Marmaray tartışmalarına kadar İstanbul Şubemiz, her zaman sürecin içinde olmuş,
gerçekleştirdiği etkinliklerle kamuoyunu bilgilendirmiş, ulaştırma
tartışmalarında bilimsel-mesleki farkındalık yaratarak gündemi belirlemiştir."
diyen SUNA, "Ulaştırma konusuna yaklaşım öz itibariyle politiktir. Yani karar
vericilerin ekonomik-sosyal tercihlerinin yansımasından ibarettir. Örneğin
kentlerimizin insan odaklı mı, yoksa araç odaklı mı düzenleneceği politekniğin
ilgi alanına giren bir tartışmadır. Tercihiniz kentlerin araç odaklı
düzenlenmesi yönündeyse, günümüz kentlerinin nasıl bu hale geldiğinin yanıtı sır
değildir. Aynı şekilde toplu taşımacılığa değil de bireysel araç kullanımını
teşvik edecek yatırımlara yönelmek, salt teknik bir tartışma değildir. Çevrenin,
doğanın, insan sağlığının korunması ve bunu sağlayacak projelerin hayata
geçirilmesi sadece mesleki bir tartışmaya değil, insanı, hayatı, dünyayı nasıl
algıladığınıza işaret edecektir.
Odamız da bu konuda bugüne kadar yaptığı çalışmalar ile her ne kadar "Oda
siyaset yapıyor" suçlamasıyla karşı karşıya kalsa da bugünden sonra da konuya
ilişkin tartışmaların içinde yer almaya, mesleki ve teknik birikimini kullanarak
kamuoyunu bilgilendirmeye devam edecektir."
dedi.
SUNA,"Boğaz köprülerine, sayısız alt-üst geçide, sayısız
katlı kavşağa rağmen İstanbul trafiği vatandaşlarımız açısından işkence olmaya
devam etmektedir. Konunun püf noktası burasıdır. Hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Bilindiği gibi, Boğaz köprüsü tartışmalarının alevlendiği günlerde, aralarında
inşaat mühendisliği öğrencilerinin de bulunduğu bir grup genç, Zap Suyu üzerine
köprü yapmak üzere Hakkâri`ye gitti. Mühendislik öğrencilerinin mesleki katkısı,
bölge halkının dayanışma ilişkisi birleşince, nice can kaybına yol açan Zap
Suyuna köprü yapıldı. O günlerde sıkça duyulan "Boğaza değil Zap Suyuna Köprü"
sloganının içerdiği anlam, sadece ulaştırma politikalarıyla sınırlı
algılanmamış, aynı zamanda yeni bir toplum düzeni arayışının simgesi
sayılmıştır." diyerek, İstanbul`un da, ülkemizin de Ulaşım Ana Planı olmadığına,
ressmiyette en son 1983`de Ulaşım Ana Planı yapıldığına ve planın tozlu
arşivlerde kaldığına/kaderine bırakıldığına dikkat çekti ve, hazırlanacak olan
Ulaşım Ana Planının, sürdürülebilir, işlevsel, bütünlüklü, toplu taşımacılığı
merkezine alan bir perspektifle hazırlanması gerektiğini, hazırlık aşamasında
ilgili meslek odalarının, üniversitelerin ve örgütlü yapılar aracılığı ile
vatandaşların katılımına açık hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Avrupa ülkelerinin ulaştırma sorunlarına ilişkin karar
alıp, uyguladığına, ülkemizin ise bu durumdan hayli uzak olduğunun altını çizen
SUNA, 27 AB ülkesinin ortalamasına göre karayollarının taşımacılıktaki payı
yüzde 45 olduğunu, ülkemizde ise yük taşımacılığının yaklaşık yüzde 92`sinin,
yolcu taşımacılığının ise yaklaşık yüzde 95`inin karayolunda gerçekleştiğine
dikkat çekti. "Denizyolu yük
taşımacılığında Avrupa ortalaması ise yüzde 33`tür. Denizyolu, demiryoluna göre
3 kat, karayoluna göre 7 kat, hava yolu ulaşımına göre 22 kat daha ucuz olmasına
karşın ne yazık ki yeterli ilgiyi görmemektedir. Karbon salınımında karayolu
taşımacılığının kayda değer bir ağırlığı bulunurken, bu oranı aşağı çekecek
önlemler almamak, hem insan hem de çevre sağlığını önemsememek anlamına
gelmektedir." diyen SUNA, "İnşaat Mühendisleri Odası olarak insanı, doğayı,
tarihi zenginliği korumayı hedefleyen sürdürülebilir, işlevsel, bütünlüklü
ulaşım politikalarının hayata geçirilmesinde ısrarımızın devam edeceğini bir kez
daha vurguluyor, saygılar sunuyorum." diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güngör EVREN ise
"Amacımız bilimin ışığında ülke sorunlarına çözüm üretmek ve uygulamalarını
gözetmek, görülen yanlışlarda uyarıcı önlemlerde bulunmaktır" dedi. 1974
yılından bu yana birçok öneri getirildiğini ve uygulandığını kaydeden EVREN, "Ne
yazık ki çabalarımız gerçek yaşamda karşılığını bulamadı. Çözüm önerilerimiz
görmezden gelinmiş, eleştiriler dinlenmemiş, son günlerde karşıt tavır
sergilenmeye başlanmıştır. Oysa planlama yaşamsal bir öneme sahiptir ancak
ülkemizde plan dışı yatırımlar hızla artmaya başladı. Doğa ve tarihi değerler
konusunda da aynı şekilde davranış sergilendi. Çevre ve doğaya karşı kıyımlar
yapıldı" dedi ve, kongrenin toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendirdiğini,
çok sıkı bir çalışma programı hazırladıklarını kaydetti. Halkın katılımının
sağlanmasının çok önemli olduğunun altını çizen EVREN, ulaştırma kongrelerinin
ülkemiz adına en iyi çözümleri sunma amacını taşıdığını ve çözüm üretilememesini
eleştirerek, "hiçbir şeyin sır olmamasına rağmen çözüm üretilemiyor" şeklinde
konuştu.
KKTC İMO Başkanı Seran AYSAL`da yılların hataları sonucunda
Türkiye`de ve KKTC`de ulaştırma sorunlarına müdahil olmaktan uzak tutulduklarını
söyledi. KKTC`de meslekle ilgisi olmayan atamaların yapıldığını, işlerin
Türkiye`ye havale edildiğini, işlerin bu şekilde yürütüldüğünü söyleyen AYSAL,
"Adamızda sadece teknik değil yaratılan düzeni de ortada kaldıracak bütünlükçü
bir ulaştırma politikasına ihtiyaç vardır. Hızlı yapılaşan kentlerimiz aldıkları
göçlerle birlikte daha çok sorunlarla gündeme gelmektedir. Fakat Kıbrıs`ta metro
gibi bir konuyu gündeme taşıyamamaktayız. Nüfusu az olmasına rağmen trafik
kazalarının çokluğu uygulanan yanlış politikaların yanlışlığını göstermektedir"
dedi.
Oda Başkanımız Cemal GÖKÇE, "Gerek kentler arası ulaşımın
sağlanmasında gerekse, kent içi ulaşımında olması gereken demiryolu, metro ve
suyolu ulaşımı ne yazık ki devre dışı kalmıştır. Bilim ve bilgi insanlarının ve
Odamızın tüm uyarılarına rağmen,12 şeritli bir karayolunun bir saatte taşıyacağı
yolcuyu sadece bir metro hattının taşıyabileceği önerisi ilgi görmemiştir.
Özellikle İstanbul`da araç sayısı arttıkça yol ağının genişletilmesi ve yeni
yolların yapılması gündeme gelmiştir. Ayrıca İstanbul`un iki yakası arasındaki
geçişi sağlamak için karayolu ulaşımına bağlı olarak İstanbul köprüler tuzağına
düşürülmüştür. 1. Köprü, 2. Köprü ve 3. Köprü yapılmıştır. Oysa siz boğazın
üstünü betonla kapatsanız bile karayolu ve köprü anlayışıyla ne iki yaka
arasındaki ulaşımı, ne de İstanbul`un ulaşım ve trafik sorununu çözebilirsiniz."
diyerek başladığı konuşmasında "Kentsel gelişme ulaşıma, ulaşım sistemi de kent
planlamasının bütünlüğü içerisinde düşünülerek değerlendirilir ve sorunlara
çözüm aranır." dedi.
Ulaşım planlaması; kentlerin ve kentler arasında yaşayan
insanların ulaşım ihtiyaçlarını güvenli, ekonomik ve konforlu bir şekilde
yapmalarının araçlarını oluşturduğunu ve ülkemizin ve kentlerin bir Ulaştırma
Ana Planı` olmak durumunda olduğuna dikkat çeken GÖKÇE, "Temel amaç çağdaş
uygulamaları ve politikaları öne
alan, yatırım ve işletmede kaynakları en etkin ve verimli bir şekilde
kullanmanın yollarını aramaktır. Ayrıca, çevresel, kentsel, insani ve tarihi
değerleri bozmadan koruyan bir anlayışla yapılmalıdır -Ana Planlar-."dedi.
Devletin ve yerel yönetimlerin görevinin ekonomik ve
toplumsal gelişmenin ihtiyacını karşılayabilecek şekilde ülke ve toplum yararına
uygun taşıma sistemlerini kurmak ve işletmek gerektiğini vurgulayan GÖKÇE,
ulaştırma sistemlerinde bir bütünlük sağlanamadığının ve ülke genelinde
yapılan ulaştırma yatırımlarının var olan plan hükümlerine ve sürdürülebilir
gelişme ilkelerine aykırı olarak yapıldığının altını çizdi.
"İstanbul`a yapılan 3.Havaalanı, 3.Köprü, Avrasya Tüp
Tüneli gibi yapılar, İstanbul`un 1/100.000 ölçekli planında, yani İstanbul`un
Anayasasında olmamasına rağmen, Ankara`dan yapılan müdahale ile İstanbul`un
Anayasası yok sayılarak bu yapılar yapılmaktadır. Bu yapılar İstanbul`un su
havzalarını, ormanını, yeşilini, hava alma koridorlarını ortadan kaldırarak,
İstanbul`a doğru göç yollarını açık tutan ve İstanbul`u
yok edecek projeler olarak tarihteki yerlerini almışlardır. Üstelik
Çanakkale Köprüsüyle birlikte, yapıl(a)mayacağını düşündüğüm Kanal Projesi
yapılırsa tümüyle İstanbul`u ve tüm Trakya`yı yaşanmaz hale getirecektir."
diyerek konuşmasını sürdüren GÖKÇE, ulaştırma alanında yapılacak olan yatırımlar
araçların taşınmasına göre değil, insanların erişimlerini kolaylaştıracak bir
anlayışla yapılması gerektiğine ve kent mekanlarının otomobiller için değil,
insanların kullanımına göre düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekti.
GÖKÇE, "Ulaşım politikamız; insan ve yük taşımacılığında
toplu taşıma sistemine dayalı olarak
değil, araçların taşınmasına göre gelişmiştir. Yüksek maliyetli ve kaza riski
yüksek olan karayolları yapılmıştır. Enerji kullanımı, çevrenin korunması ve
maliyet açısından daha ucuz olan ve gelişimi tüm dünyada destek gören demir
yollarına gereken önem verilmemiştir. Oysa demir yolları ve deniz yolları
öncelikli olmalıdır. Ülkemizin üç yanı denizle çevrili olmasına rağmen
kent içi ve kentler arası ulaşımda oldukça cılız kalmıştır. Kentlerimizi
yeni sorunlarla baş başa bırakacak ve başta ulaşım alt yapısı olmak üzere yeni
sorun yaratacak uygulamalardan vazgeçmek gerekiyor." sözleriyle konuşmasını
sonlandırdı.
TMMOB Başkanı Emin KORAMAZ ulaştırma yatırımlarının sadece
kar kriterine göre değil, ekonomik kalkınma, sosyal, siyasi, güvenlik, kitle
taşımacılığı gibi kriterlere göre de değerlendirilmesi gerekli yatırımlar
olduğunu kaydetti. Bir kamu hizmeti olan ulaştırma yatırımlarının ülkemizde
siyasi rant hesaplarının en çok yapıldığı alan olduğuna işaret eden
KORAMAZ,"Bildiğiniz üzere siyasi iktidar ulaştırma alanındaki yatırımlarıyla çok
övünmektedir. Ancak kapalı devre üretilen, işlevsel olmaktan uzak ve pahalı,
üçüncü köprü ve havaalanı, Galataport, Haliçport, yüksek hızlı tren vb.
yatırımların birçoğu özelleştirmeye yöneliktir. ÇED süreçlerinden de muaf
tutulan bu projelerle kamuoyunun yakından bildiği üzere çevre de talan
edilmekte, ekolojik dengeler alt üst olmaktadır." dedi. Ulaştırma ana planının
olmadığına dikkat çeken ve, uzun ve kısa erimli hedefleri olan bir ulaşım ana
planı ile bu planın hedeflerini, yatırım bütçelerini, uygulama sonuçlarını, tüm
ulaşım türlerinin mevzuat ve yapısal problemlerini çözecek, sektörün veri
tabanını yapılandıracak, planlayacak, izleyecek, denetleyecek ve
değerlendirecek, merkezi bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunun altını çizen KORAMAZ,
"Ulaştırma sektörü arztalep ilişkisi üzerine yapılandığından, gelişen ekonomik
krizlere karşı duyarlı bir sektördür. Stratejik önemi ve kamusal hizmet üretimi
özelliği itibarıyla ulaştırma altyapısı ve işletmeleri için uygulamaya konulan
özelleştirme plan ve programları derhal durdurulmalıdır. Ulaştırma sektörünün
kaderi sadece kâr mantığı ile çalışan özel sektöre terk edilmemelidir. Ulaştırma
alanındaki plansızlık, dağınıklık, kamu ve ülke çıkarlarının ön planda
tutulmaması gibi olumsuzluklar bir bütün olarak ülke ekonomisinin tamamına
hakimdir. Ülkemiz ekonomisi yıllardır, yüksek oranlı borçlanma ve yoğun ithal
girdi kolaycılığının üzerine oturtulmuştur.
Üretim-yatırım-tasarruf politikalarının yerini tüketim politikaları ve
paradan para kazanma arayışları almış; kent rantlarına, doğa kıyımlarına, finans
kazançlarına bel bağlanmıştır." şeklinde konuştu.
Seyhan Belediye Başkanı Zeydan KARALAR trafiğin en karmaşık
olduğu Adana`da ulaştırma kongresinin yapılmasını çok önemsediğini vurguladı.
İmarı bozuk, yolları bozuk bir kentte ulaşım planı yapmanın da çok kolay
olmadığını ancak bahaneye yer verilmemesi gerektiğini kaydeden KARALAR,
"Büyükşehir, bu işi başlatmalı, biz de üzerimize düşeni yapmalıyız. Yerinde
sorununu çözemediğimiz her insan topluluğunun sorunu şehre iniyor. Yeni altyapı,
ev, ulaşım, su ihtiyacı sıkıntı yaratıyor. Mümkün mertebe sorunlar insanların
kendi oturdukları köylerde, ilçelerde ve mahallelerde çözülürse kent merkezinin
de yükü azalır. Maalesef bizim ülkemizde bu durumun tam tersi yaşanıyor. Her şey
ranta feda ediliyor. Kara doymayan, vahşi kapitalizmin getirdiği süreç her şeyi
ranta endeksliyor. Toprak, su, gıda, ne düşünürseniz düşünün dünyada her şey
ranta feda ediliyor. Özellikle bizim ülkemizde 15 yıldır hiçbir temel mesele
konuşulamıyor. İnsan hakları, ekonomi, basın özgürlüğü, işsizlik, aydınlanma,
hiçbir şey konuşulmaz. Esas sorunlar gündeme gelmez. Suni problemler konuşulur,
suni düşmanlar yaratılır. Dolayısıyla esas sorunlar gözden kaçırılır. Türkiye`de
gündemi gerçek zemine çekebilsek ulaşım başta olmak üzere tüm problemlerimiz
konuşulur ve çözülür" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından 1. Oturum Oda Başkanımız
Cemal GÖKÇE tarafından yönetildi. Çağrılı Konuşmacı Cumhuriyet Gazetesi yazarı
Çiğdem TOKER, Bir Politika Aracı Olarak Karayolu Projelerinin Finansmanı`
konulu sunumunda görüş ve değerlendirmelerini aktardı. 2. Oturum,
Şube Başkanımız Nusret SUNA tarafından yönetildi. Bu oturumda Çağrılı
Konuşmacı Prof. Dr. Güngör EVREN, "Ulaştırma Politikaları Açısından Planlama
Girişimleri" konusunda görüş ve değerlendirmelerini aktardı.
Kongrede Çağrılı
Konuşmacı olarak yer alan Prof. Dr. Cüneyt ELKER, "Ulaşım Politikamız Var mı?
Hiç Oldu mu?" ve Dr. İsmail Hakkı ACAR ise "Kentlerimizde Sürekli Büyüyen Trafik
Sorunları: Nedenleri Ve Alınabilecek Önlemler" konularında görüş ve
değerlendirmelerini aktarırken; bisiklet ve yayalar, çevre, demiryolu,
denizyolu, entegrasyon, güvenlik, kent yaşamında ulaştırma, kararlara katılım,
lojistik, planlama, raylı sistem, sürdürülebilirlik, terminal, trafik, üst
yapıya kadar ulaştırmanın çeşitli alanlarında 24 bildiri sunuldu.
Kongrenin üçüncü
günü, İMO Erzurum Şube`de yapılan Ulaştırma Çalıştay Sonuçları aktarılırken ve
Adana Kentiçi Ulaşım Sorunları`da ayrı bir oturumda ele alındı.
Son bölümde Prof. Dr. Güngör EVREN, Oda Başkanımız Cemal GÖKÇE ve Prof.
Dr. Ergun GEDİZLİOĞLU tarafından yönetilen Forumda "Toplumsal Fayda Odaklı
Ulaştırma" konusu ele alınarak tartışıldı.
Kongre Adana Şube Başkanı Halil Çağdaş KAYA ve Şube
Başkanımız Nusret SUNA`nın kapanış konuşmalarıyla son buldu