10

sayı 133/2015

başyazı

başyazı

...................................................

YAZIP KONUŞTUKLARIMIZIN KISA BİR ÖZETİ

YAZIP KONUŞTUKLARIMIZIN KISA BİR ÖZETİ

Cemal GÖKÇE

İMO İstanbul Şube Başkanı

 

         Dönem Yönetim Kurulumuz iki yıllık 

çalışma döneminde; mesleğe, meslektaşlara, ülke ve 

kentimize yönelik doğruluk, dürüstlük ve güvenirlilik, 

insan yaşamına ve gelişimine olan saygı, hakkaniyet, 

açıklık, yeterlilik ve sorumluluk anlayışına bağlı 

olarak çalışmalarını sürdürecektir. 

İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ 

OLARAK BUGÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ BUNDAN 

SONRAKİ SÜREÇTE DE, KENTİMİZE AİT YAŞAM 

ALANLARININ KİŞİ VE GRUP ÇIKARINA YÖNELİK 

OLARAK KULLANILMASINA KARŞI OLACAĞIZ. 

SEÇİM YATIRIMLARINI BUGÜNE KADAR KENTSEL 

YAĞMANIN BİR ARACI OLARAK GÖREN MERKEZİ 

VE YEREL SİYASETİN TÜM UYGULAMALARINI 

İZLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ.

Mahallemizi, kentimizi ve ülkemizi yönetecek olan 

insanların seçim yoluyla belirlenmiş olmasını elbette 

ki önemsiyoruz. Ülkemizde yaşayan insanların birer 

araç olarak görülüp kentlerimizin bir avuç rantçı 

ve vurguncunun insafına terkedilmiş olması yerel 

seçimleri genel seçim niteliğine dönüştürmüştür. 

Kent topraklarının nasıl kullanılacağıyla ilgili kararlar 

Ankara’dan, özellikle de Başbakan tarafından 

verilmektedir. Bu kararlar, yerel yönetimleri çok daha 

işlevsiz bir hale getirmektedir. Yerel ve merkezi 

yönetimlerin kentler ve kentimizle ilgili vermiş oldukları 

kararların neredeyse tümü kişi ve grup çıkarını 

sağlayacak şekilde kullanılmıştır. Toplum ve kamu 

yararının tümüyle dışlandığı bu tür uygulamalar, hiçbir 

dönemde olmadığı kadar gündemin baş köşesine 

oturmuş bulunmaktadır. Bu tür uygulama kentlerimizi 

bir bütün olarak planlanmaktan uzaklaştırmış, rantın 

ve kişisel çıkarların en üst ölçekte kullanıldığı 

birer mekana dönüştürmüştür. (30 Mart Pazar Günü 

Yapılacak Olan Yerel Yönetim Seçimlerine İlişkin Basın 

Açıklaması... 28 Mart 2014)

İNSANI ARAÇ YAPAN BİR YAPILAŞMA DÜZENİ 

YERİNE, İNSANI TÜM YAŞAM ALANLARI İLE 

BULUŞTURAN VE İNSANI YAŞAM ALANLARININ 

ODAK NOKTASINA OTURTAN BİR DÜZENLEMENİN 

YAPILMASI KENT VE KIYI YAŞANTISININ AMACI 

OLMALIDIR.

Orman ve kıyı gibi doğal kaynaklarımızın yanlış ve 

ticari bir meta gibi görülüp kullanılması; su, hava  

ve toprağın kirletilmesine yol açmıştır. Bu durum bir 

yandan doğal kaynaklarımızı tüketmiş diğer yandan 

44.

44.

da doğal afetlerin önemli bir habercisi olarak yeni 

risk alanları yaratmıştır. Bugün kıyı kentlerimizde 

yaşayan nüfus yoğunluğu toplam nüfusumuzun yarısını 

oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kıyı ile yaşam 

alanları arasında engelsiz bağların kurulması önemli 

bir ilke olarak günlük yaşamı belirlemektedir. Bizim 

kentlerimiz de ve yaşam alanlarımızda ise başta 

İstanbul olmak üzere kıyı ile insan arasındaki ilişki ne 

yazık ki genel olarak koparılmıştır. (7-9 Kasım 2014 

tarihinde yapılan 8. Kıyı Mühendisliği Sempozyumu 

Açılış Konuşması...)

İŞ KAZALARI VE İŞ CİNAYETLERİNİN GİDEREK 

ARTMASINDA; YAPI DENETİMİ EKSİKLİĞİ İLE 

BİRLİKTE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNE YÖNELİK 

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BİR MALİYET 

KONUSU OLARAK GÖRÜLMESİNİN PAYI OLDUKÇA 

BÜYÜKTÜR. (28 Mart 2015 tarihinde yapılan İşçi 

Sağlığı ve İş Güvenliği Paneli...)

2001 yılında çıkarılan yapı denetim yasası 

kapsamında 12 yıl proje mühendisliği yapmayanlar 

proje denetçi belgesi alamamışlardı. Bu süre daha 

sonra 5 yıla, bugün de 3 yıla indirilmiştir. Her yıl küçük 

bir proje yaparak üç yılda üç proje yapanlar proje 

denetim belgesi almakta ve her büyüklükte yapının 

projesini denetlemektedirler. Proje yapabilmeleri, 

denetçi mühendis olmaları ve uygulama sürecinde 

bulunmaları için Odamıza kayıtlı olmaları yeterli 

olmaktadır. Demokratik toplumlarda her uzmanlık 

alanının örgütlü olması, her isteyenin istediği gibi 

hareket edememesi gerekir. Örgütleri kanalıyla her 

meslek grubunun denetlenmesi, sertifikalandırılması 

ve üyelerinin sicillerinin tutulması gerekir. Meslek 

odaları içinde bu sistem geçerli olmalıdır. (16-18 Nisan 

2015 tarihinde yapılan 9. Ulusal Beton Kongresi Açılış 

Konuşması...)

ÇAĞDAŞ OLMAK, BİLGİ VE TEKNOLOJİK 

GELİŞMİŞLİĞİN YANINDA ÖRGÜTLÜ BİR TOPLUM 

OLMAYI DA GEREKLİ KILMAKTADIR. DEMOKRATİK 

KATKI VE KATILIMIN OLMAZSA OLMAZ BİR OLGU 

OLDUĞUNA İNANMAYI HER ZAMAN ZORUNLU 

KILAR.

Bugün ülkemizde plan kavramı geri itilmiş, patronaj 

ilişkileriyle yeni imtiyazlar sağlanmıştır. İmar planları 

kentsel rantın dağıtılması noktasında bir araç olarak 

kullanılmıştır. Üretime dayalı bir ekonomik model 

yerine, ihtiyaç temelli olmayan inşaata dayalı bir 

10

başyazı