14
sayı 134/2016
kalmıştır. Kentlerimizde bulunan
yapılar, bir mühendis bir mimar
ve kent plancısı anlayışıyla
ele alınmıyor, bir müteahhit
anlayışıyla sadece yık-yap
anlayışıyla ele alınarak, yeni
sorun alanları yaratılıyor. Ayrıca
kentsel dönüşüm uygulamaları
rantı yüksek yerlerde yapılıyor.
Kentsel dönüşümden anlaşılan,
daire alanlarını küçültmek ve
daire sayısını artırmak olarak
görülüyor. Kentsel dönüşümün
bu çerçevede yapılmış olması ne
yazık ki yeni sorunlarla kentimizi
karşı karşıya bırakacaktır. Ayrıca
bu uygulamalar demografik
yapıyı bozuyor, fiziksel eşiklerin
yeniden aşılmasına, yeni sosyal
problemlerin ortaya çıkarılmasına
neden oluyor. Oysa mevcut
yapı stokunun iyileştirilmesi
onarılması ve güçlendirilmesi gibi
bir seçeneğin olduğu da ne yazık
ki unutuluyor. Elbette ki onarım
ve güçlendirme çalışmaları
rasyonel ve ekonomik değilse,
yapıların yıkılıp yeniden yapılması
gerekir. Yeni yapılacak yapıların
yeterli ölçüde mühendislik
hizmeti alması ve yeterli ölçüde
denetlenmesi gerekir. Ayrıca
deprem riskini azaltmak için
yapıların sigortalı olması da
gerekir” dedi.
1999-2003 yılları arasında
kendisinin de içinde bulunduğu,
il afet merkez kurulu tarafından
belirlenen toplanma alanı ve
çadır kurulacak 493 alanın
¾’ünün günümüzde ranta haksız
kazanca teslim edildiğini, bu
durumun deprem başta olmak
üzere diğer doğal afetlerin
habercisi olarak yeni risk alanları
yarattığına dikkat çeken GÖKÇE,
konuşmasını şöyle tamamladı:
“Ülkemiz demokrasiden
özgürlükten çoğulculuktan barış
dilinden ve yenilikçilikten giderek
uzaklaşıyor. Adam kayırma giderek
arttığı gibi, değerler sisteminde
de ciddi bir kopuş yaşanıyor.
Toplumun farklı kesimlerinin
parlamentoda temsiliyetini
sağlayacak bir sisteme ihtiyacımız
var. 12 Eylül rejiminin mirası olan
ve bugün de ısrarla sürdürülmeye
çalışılan yüzde 10 barajının
kaldırılmasına ve aşılmasına
önemli ölçüde ihtiyacımız var.
Toplumun yarısından fazlasının
yok sayıldığı ve öteki olarak
görüldüğü otoriter bir anlayıştan
sıyrılıp, demokratik özgürlükçü
eşitlikçi barışçı çoğunlukçu
ve katılımcı bir Türkiye’nin
yaratılmasına şiddetle ihtiyacımız
var. Ülkemizin komşularıyla barış
içinde yaşamasına, kimsenin iç
işlerine karışılmamasına, savaşa
destek amacıyla tırlar dolusu
silahların gönderilmemesine ve bu
durumu haber yapan gazetecilerin
cezalandırılmamasına önemli
ölçüde ihtiyaç var. Bitmek
bilmeyen kavgalardan yorulan
halkımızın biraz nefes almaya,
durup dinlenmeye ihtiyacı var. Bir
vesayetten başka bir vesayete,
askeri vesayetten sivil bir vesayet
rejimine geçmeyi hak etmiyor
ülkemin insanları. 45. Dönemde
yönetim kuruluna yeniden
aday olmayacağımı sizlere
açıklamıştım. Birlikte çalışmış
olduğum tüm yönetim kurulu
üyelerine çok teşekkür ediyorum.
Sizlerin çok büyük desteğini
gördük. Tüm çalışmalarımızı
desteklediniz katkı sağladınız.
Siz değerli meslektaşlarıma
çok teşekkür ediyorum. Eminim
ki bundan sonraki dönemde
de seçilecek olan yönetim
kurulumuza destek olacaksınız.
Sizlere bu nedenle de çok
teşekkür ederim. Ayrıca birlikte
çalışmış olduğum Oda çalışanı
arkadaşlarımın da özverili
çalışmalarıyla birlikte tümünün
sevgisini ve saygısını gördüm.
Onlara da çok teşekkür ediyorum.
Umuyorum ki 45. Dönem genel
kurulumuz mesleğimize ülkemize
yararlı sonuçlar çıkaracak
kararları alır. Bu düşünceyle
saygılarımı ve sevgilerimi
sunuyorum.”
Konuk konuşmacılar bölümünde
konuşmacı olarak yer alan
Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt
NUHOĞLU ülkenin çok zor
günlerden geçtiğine değinerek
başladığı konuşmasında son
zamanlarda yaşanan terör
olaylarını kınayarak, “demokratik
bir ülke olmadan bu sorunları
aşamayız” dedi. Ülkede yaşayan
insanların konforlu yaşamı
için, daha aydınlık bir Türkiye
için uğraş verilmesi gerektiğini
belirten NUHOĞLU, genel kurula
başarılar dileyerek konuşmasını
sonlandırdı.
Daha sonra genel kurulumuza
kutlama mesajı ileten Odamız
Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat
ERSAN’ın mesajı (TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Genel Kurulu
Divan Başkanlığına, Sayın Divan,
sizin aracılığınızla İstanbul
Şubemizin Genel Kurulunu,
Odamız Yönetim Kurulu adına
saygıyla selamlıyor, Genel Kurula
başarılar diliyorum. Genel Kurula
katılarak destek ve katkılarını
esirgemeyen üyelerimizi sevgiyle
selamlıyorum. Odamız Olağan
Genel Kurul sürecine girmiş
bulunuyor. İnanıyorum ki,
genel kurullar süreci Odamızın
geleneklerine uygun, demokratik
bir ortamda cereyan edecek,
farklı mesleki-politik görüşler
kürsülerden özgürce dile
getirilecek, farklılıkları zenginlik
sayan bir anlayış ve demokratik
14
45. dönem olağan genel kurulu