16

sayı 134/2016

yaşanan mağduriyetlere 

yönelik yardımlaşma sandığı 

oluşturacaklarını dile getirdi. 

Çağdaş İnşaat Mühendisleri 

Başkan Adayı Nusret SUNA 

ise 10 Ekim 2015 tarihinde 

Ankara’da yaşanan patlamada 

hayatlarını kaybedenleri anarak 

başladığı konuşmasında “Ülkemiz 
zor bir dönemden geçiyor. 
Henüz üç gün önce yaşanılan 
patlama, son iki yılda ülkemizde 
gerçekleşen altıncı patlama 
oldu; Reyhanlı, Diyarbakır, Suruç, 
Ankara, İstanbul-Sultanahmet 
ve yine Ankara. Yüzlerce 
vatandaşımızı kaybettik. Bunların 
arasında 10 Ekim Ankara’da 
kaybettiğimiz İstanbul Teknik 
Üniversitesi İnşaat Mühendisliği 
öğrencisi Güney DOĞAN’ı da 
anıyorum. Bugün geldiğimiz 
noktada güvenli bir ülkede 
yaşadığımızı iddia etmek imkânsız. 
Bizler medeniyetleri yaratan, 
kültürel izleri koruyarak geleceğe 
aktaran bir mesleğin mensupları 
olarak, uygarlığın göstergesi 
olan kentsel dokuyu ilmek ilmek 
örmekte enerji su sanayi yapıları 
inşa etmekte, ulaşım altyapısı 
hazırlamakta, kültür ve sanat 
eserlerine hayat vermekteyiz. 
Ancak toplumsal barış olmaksızın 
bunları hayata geçirmek 
olanaksızdır. Bugüne kadar olduğu 
gibi, bundan sonra da barış 
demokrasi insan hakları eşitlik 
özgürlük bağımsızlık laiklik ve 
adalet temelinde demokrasimizin 
gelişmesinin savunucuları olma 
anlayışı temel görevlerimiz 
arasında olacaktır”
 dedi.

SUNA, “Çağdaş İnşaat 
Mühendisleri olarak önümüzdeki 
süreçteki çalışmalarımızı, 
mesleğimiz ve meslek alanımızla 
ilgili sorunların çözülmesi, 
bölgemizin ve İstanbul’un 
rehabilite edilerek, insan 
onuruna yaraşır kaliteli bir yaşam 
sürdürülmesi doğrultusunda 
yürütmeyi hedefliyoruz. 

Mesleğimizi düzenleyen en temel 
mevzuat 3458 sayılı Mühendislik 
ve Mimarlık Kanunu’dur. Evet, 
1938 yılında yürürlüğe girmiş 
olan kanun, çok tabii olarak 
meslek alanımızın bugünkü 
ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. 
Ülkemiz ve dünyanın 1938 
yılındaki durumu göz önünde 
bulundurularak, neredeyse her 
gün teknolojik bazı değişimlerle 
şekillenen mesleğimizin, 78 
yıl önceki durumuna göre 
hazırlanmış kanunun bir an 
evvel yeniden ele alınması 
ve günümüz koşullarına göre 
revize edilmesi gerekmektedir. 
Meslek alanımızda artık 
uzmanlaşma ve yetkinleşmeyi 
hayata geçirmeliyiz. Şubemiz bu 
konularda Oda merkezimizce 
yürütülen yetkin mühendislik, 
serbest inşaat mühendisliği 
uygulamaları ve Referans 
Belgesi Yönetmeliğine yönelik 
çalışmalarda öncü olma işlevini 
önümüzdeki dönemde de devam 
ettirecektir.”
 diyerek devam 

ettiği konuşmasında, mesleğin 

gittikçe itibar kaybettiğini dile 

getirerek Türkiye genelindeki 

112 üniversitede 187 inşaat 

mühendisliği programı eğitimi 

olduğuna bunların yaklaşık 

25’inin İstanbul’da olduğuna ve 

bu bölümlere 2015-2016 öğretim 

yılında yaklaşık 11 bin öğrencinin 

kayıt yaptırdığına dikkat çekti. 

Odanın  yaklaşık 60 yılda 

100 bin üyeye sahip bir örgüt 

olduğuna ve önümüzdeki 10 

sene içerisinde bu sayının iki 

katına çıkacağını vurgulayan 

SUNA, yeni mezunların işsizlikle 

karşı karşıya kaldıklarını ve 

düşük ücretlerle çalıştırıldıklarını 

belirterek Genç İMO öğrenci üye 

örgütlülüğünün TMMOB’ye bağlı 

odalar içinde en aktif öğrenci 

örgütlülüğü olduğuna dikkat 

çekti ve öğrencilere yönelik 

çalıştaylar, toplantılar, öğrenci 

kampları düzenlendiğini, mesleğe 

hazırlıkları konusunda çalışmalar 

yürütüldüğünü, staj yeri ve iş 

olanakları konusunda destek 

verildiğini; genç meslektaşlara ve 

onların çalışma koşullarına özlük 

haklarına yönelik çalışmaları hız 

vererek sürdürüleceğini sözlerine 

ekledi. 

Yapı denetim sistemini sektörün 

bir yarası olarak niteleyen SUNA, 
“Yapı denetimin kamusal özelliği 
yok edilmiş durumda. TOKİ 
KİPTAŞ ve bunlara bağlı iş yapan 
müteahhitlerin yaptıkları inşaatlar 
yasa kapsamı dışında. Hizmet 
bedelleri ise, yüzde 4 - yüzde 8 
aralığından önce yüzde 3 sonra 
yüzde 1,5’a düşürüldü. Bu düşük 
bedellerin karşılığı da, düşük 
ücretler ve düşük maliyet olarak 
yansıyor. Yapı denetim sisteminde 
görev yapan meslektaşlarımız 
zor şartlar altında çalışıyor. 
Bunlara ilişkin defalarca raporlar 
hazırladık, sorunları ilettik. 
Önümüzdeki dönemde bu işlerin 
takipçisi olacağız. Kendimiz 
İstanbul şu an dev bir şantiye 
gibi. Kentsel dönüşüm projelere 
son hızla devam ediyor. Ancak 
ne yazık ki doğru bir şekilde 
ilerlemiyor. Afet Riski Altındaki 
Alanların Dönüştürülmesi 
Hakkındaki Kanun ve buna bağlı 
olarak çıkarılan yönetmelikler 
uygulaması baştan itibaren 
sorunlu bir mevzuattır. Yasa 
deprem tehlikesini ve yapı 
stokunu bahane ederek, 
kentimizin ekonomik siyasi rant 
getirisi yüksek olan bölgelerinde, 

16

45. dönem olağan genel kurulu