30

sayı 134/2016

olmasına neden olmaktadır.

• Projelerde, işçi istihdamında yaşanan 

sirkülasyon sistematik bir iş güvenliği faaliyetinin 

yerleştirilememesinde etkendir. İş gücünün niteliği 

ve işverenlerin maliyet hesaplarının bir sonucu 

olan bu durum iş kazalarında önemli bir rol 

oynamaktadır.

• Sektörde çalışan İSG profesyonellerinin, mevzuat 

çerçevesinde belirlenen kısmi çalışma süresi 

uygulaması, gerekli çalışmaların yapılmasına 

olanak vermemektedir. Eğitim, uygulama vb. ciddi 

faaliyetler için kısmi zamanlı faaliyetler çoğu 

zaman eksik bırakılan hususların olmasına neden 

olmaktadır.

• Ülkemizde hayata geçirilen projelerde mal 

sahiplerinin hiçbir hukuki sorumluluk taşımıyor 

olması doğru değildir. Çoğu zaman proje 

sürelerinden, imalatçı seçimine kadar projede karar 

verici olan mal sahiplerinin konu işçi sağlığı ve iş 

güvenliğine geldiğinde bu sorumluluğu paylaşmıyor 

olmaları kabul edilemez. Bu durum çoğu örnekte 

kamu adına hareket eden TOKİ vb. kurumlar için de 

geçerlidir.

• İş kazalarının cezai sonuçları bir yana maddi 

sonuçları ile ilgili de yaptırımlar yetersizdir. 

Sektördeki yüksek kar miktarları düşünüldüğünde, 

ne yazık ki insan hayatı para ile mukayese 

edilebilmektedir. Mevzuat da dahil olmak üzere, 

idari yaptırımlar konusunda bir caydırıcılık olduğunu 

söylemek mümkün değildir.

• Sektörde iş güvenliği denildiğinde akıllara 

mühendislik çözümlemelerinden daha çok 

KKD ve benzeri bilinen hususlar gelmektedir. 

İSİG bir yönetim başlığı olarak ne yazık ki hala 

kavranamamıştır.

• Sektördeki inşaat mühendisleri, fen ve tekniğin 

içerisinde değerlendirilmesi gereken İSİG 

uygulamaları konusunda yeterli bilgi birikimine 

sahip değildir. Bu konu aynı zamanda mühendislik 

eğitimindeki eksikliği de göstermektedir.

• İnşaatlarda modern proje yönetimi yaklaşımlarının 

henüz uygulanamıyor oluşu da önemli bir 

problemdir. İnşaatın bütününü kapsayan bir yönetim 

sisteminin olmadığı bir şantiyede iş güvenliği 

alanında efektif bir sonuç almak imkansızdır.

• Sektörde çalışan İSİG profesyonelleri 

dışında, inşaat mühendislerinin görev, yetki 

ve sorumlulukları proje bazlı olarak tayin 

edilmemektedir. Bu durum, iletişim çatışmaları ve 

görev bilincinin İSİG bakımından eksikli olması ile 

sonuçlanmaktadır.

İNŞAAT SEKTÖRÜ VE İSİG: ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Ülkemizin uzun bir süredir neo-liberal ekonomik 

tercihlerle yönetiliyor olması, ülkemizin üretim 

yapısı ve doğal olarak çalışma hayatında önemli 

tahribatlar yaratmıştır. Adına iş kazası denilmesinin 

mümkün olmadığı, daha çok “iş cinayeti” olarak 

tanımlanabilecek olayların yaşanmasında en büyük 

etken kuşkusuz bu siyasi tercihlerdir.

Taşeron sisteminin asli unsur olduğu, kayıt dışı 

istihdam ve ucuz iş gücü kullanımının yaygın olduğu 

inşaat sektöründe İSİG konusunda can kayıplarına 

engel olmak için çalışma hayatına ilişkin köklü 

siyasi değişikliklere ihtiyaç olduğu gibi teknik kimi 

başlıklarda ortaklaşma ihtiyacı bulunmaktadır:

• İnşaat sektöründe kayıt dışı istihdamın önlenmesi 

için, pratik olarak kamu kurumları tarafından 

uygulanabilir yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

• İnşaat sektöründe ucuz, niteliksiz iş gücü 

istihdamının yaygınlaşmasına ve taşeron 

sistematiğine engel olacak yasal düzenlemeler 

yapılmalıdır.

• İnşaat sektöründe çalışan işçi sınıfının 

örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

• İnşaat sektöründe yalnızca büyük çaplı 

projelerin değil tüm inşaatların etkin bir şekilde 

denetlenebilmesi için kamu denetim mekanizmaları 

iyileştirilmelidir. 

• Yasal mevzuatın niteliği tartışma konusudur. 

Bu konuda ÇSGB’nin ilgili mevzuat düzenlemeleri 

hakkında TMMOB bünyesindeki meslek 

kuruluşlarının görüşlerini “göstermelik” değil, 

ciddiyetle ve ortaklaşarak gerçekleştirmesi 

gerekmektedir.

• 6331 sayılı kanun ve bağlı yönetmeliklerce 

belirlenen İSİG mevzuatı, köklü ve sistemli bir 

değişiklikle yeniden ele alınmalıdır.

• Tüm sektörlerde İSİG hizmetlerinin “OSGB’lerce” 

yürütülmesine endekslenen sistemden 

vazgeçilmelidir. İSİG hizmetleri bir kamu denetim 

mekanizması olarak yeniden tayin edilmelidir.

• İnşaat sektörü de dahil olmak üzere tüm 

sektörlerde çalışan İSİG profesyonellerinin mesleki 

bağımsızlıkları göstermelik olmayan, mesnetli 

ve uygulanabilir düzenlemeler olarak gözden 

geçirilmelidir.

• İnşaat mühendisliği eğitiminde İSİG mutlaka yer 

almalıdır.

• Düzenlenecek İSİG mevzuatında inşaat sektörü 

özelinde tanımlı düzenlemeler yapılmalıdır. Sektörde 

inşaat mühendisliği disiplinine ait olmayan iş 

güvenliği uzmanı istihdamının önüne geçilmelidir. 

• İş güvenliği uzmanlarının kısmi çalışma süreleri 

inşaatlar için tekrar değerlendirilmelidir.

• Sektörde kullanılan KKD’lerin piyasa gözetimi 

ÇSGB tarafından tekrar ele alınmalıdır. Sektördeki 

niteliksiz ürünlerin kullanılmaması için TMMOB 

çağrı yapmalıdır.

• İSİG alanında gerek idari yaptırımlar gerekse 

30

sonuç bildirgesi