45

sayı 136/2016

ÜYELERİMİZE YAZ DÖNEMİNDE TEOMAN ÖZTÜRK ÖĞRENCİ EVİ

VE SOSYAL TESİSİ’NDE KONAKLAMA İMKÂNI…

TMMOB’ye bağlı odaların üyeleri ve yakınları 15 Haziran-15 Eylül 2015 tarihlerinde 

TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisi’nde günlük 35 TL katılım 

payı karşılığı konaklayabilecek. TMMOB’ye bağlı odaların ve üyelerin katkılarıyla 

oluşturulan ve öğrenim döneminde TMMOB üyelerinin çocukları ile mühendislik, 

mimarlık ve şehir plancılığı öğrencilerinin konakladığı tesiste yaz döneminde üyeler 

ve yakınlarının konaklamasına imkân tanınacak. TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi ve 

Sosyal Tesisi’nde oda+kahvaltı günlük 35 TL katılım payıyla konaklama yapılabilecek.
İletişim: TMMOB Teoman Öztürk Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisi

Mehmet Akif Ersoy Mah. 295. Sokak No: 6 Yenimahalle/Ankara, Tel : 0312 386 10 38

burada yaşayanları yok saydığına, alınacak tüm 

kararların sürdürülebilir temelli, sosyal, toplumsal, 

ekonomik, çevresel, tarih ve kültürel ögelerini içinde 

taşıyan, bütünleşik, demokratik ve katılımcı olması 

gerektiğini belirtti ve; “Kentsel dönüşüm alanlarının 
somut bir göstergeye dayandırılmasıyla ilgili kuşkular 
var. Yaşanabilirlik kalitesi ve kent bütününün 
kalitesi dikkate alınmıyor, sosyal entegrasyonun 
sağlanması yok sayılıyor, mühendislik kuralları 
dikkate alınarak üretilen yapıların %1~2’sinin yıkıldığı 
gerçeği yok sayılıyor, yapıların Deprem Yönetmeliği 
kapsamında güçlendirileceği ilkesi görmezlikten 
gelinerek «yık-yap» anlayışından hareket ediliyor”
 

diyerek, demokrasi, katılım, eğitim, bilinç ve işbirliği 

olanaklarının arttıkça paylaşım olanaklarının 

artacağına ve küreselleşmenin olumsuz etkilerinin 

azalacağına vurgu yaptı. 

Ali HACIALİOĞLU, ise kentsel dönüşüm yasasının 

keyfiyet ağırlıklı bir yasa olduğunu belirtti ve hiçbir 

mülkiyet sahibinin bedel ödemeden binasının 

yenilenmesini beklememesini ifade ederken, son 

dönemlerde parsel bazında yapılan ve depremsellik 

bakımından performans değerleri yüksek, son 

çıkan yönetmeliklere göre yapılan binaların da 

o bölgede ada bazında bir plan uygulandığında 

yıkılabileceğine de dikkat çekti. HACIALİOĞLU, her 

bir parsel sahibinin bulunduğu binanın yürürlükteki 

yönetmeliklere göre, betonarme-statik değerleri 

yetersiz ise kentsel dönüşüm kapsamında 

binasını yıkıp, yenisini yapabileceğini, bina 

performansını yetkili firmalardan, özel kuruluşlardan 

ve üniversitelerden alabileceğini ve sonuçlarla 

birlikte Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gidip 

binanın yıkım kararı verilebildiğini anlatarak, “Bina 
yıkım kararı verildikten sonra tapuya şerh düşüyor.  
Binadaki mülkiyet sahiplerinin tapudaki hisse 
oranlarının 3/2 çoğunluğunun noterde yapacakları 
toplantıda aldığı kararlara göre uygulama yapılıyor.”
 

dedi. Yapılacak olan yapının yürürlükteki imar 

planlarına göre yapıldığını, herhangi bir imar artışı 

hakkı olmadığını da belirten HACIALİOĞLU, tüm bu 

uygulamalara yönelik haksızlığa uğrayanların dava 

açma durumlarında idare mahkemelerinin yürütmeyi 

durdurma kararı veremeyeceği hükmü olduğunu ve 

bunun evrensel hukuka da aykırı olduğunu anlattı. 

Çiğdem ŞAHİN konuşmasında ‘eşitsizlik ve 

yoksulluk’, ‘mülksüzleşme’, ‘sosyal dışlanma’, 

‘sağlıklı ve doğal bir çevrede yaşayamama’, 

‘katılım sorunları’, ‘iş güvencesi ve taşeronlaşma’ 

sorunları, sağlık, eğitim gibi ‘sosyal haklar’a 

dair sorunlar, etnik, milli ve cinsiyet temelindeki 

sorunlar; göçmenlik sorunu, ‘barınma ve konut 

hakkı’, ‘mülkiyet hakkı’ ‘yerleşim hakkı’ sorunları, 

‘çevre hakkı’, ‘kent hakkı’ ve ‘yaşam alanı hakkı’ 

gibi sorunlar ve bunlara ilişkin haksızlıklar, 

mağduriyetler bütün dünyada karşılaşılan temel 

sorunlara değindi. “Son yıllarda çıkarılan yasalarla 
bütün kent kaynak ve olanakları sermaye sınıfının 
kullanımına sunulmakta, kamusal alanlar ve kamu 
hizmetleri özelleştirilmekte, bunlara halkın erişmesi 
sınırlandırılmaktadır. Bu süreçte çevreye, doğaya, 
kültürel ve tarihi değerlere verilen zararlar artmakta, 
yeşil alanlar, ormanlar, tarihi sit alanları imara ve 
inşaata açılarak yok edilmektedir.”
 diyen ŞAHİN, 

günümüzde temel insan hakkı olan barınma hakkı, 

güvenceli yaşam hakkı, kent ve sağlıklı bir çevrede 

yaşama hakkının ciddi bir tehdit altında olduğuna 

dikkat çekti. Kapitalist sistemi reddetmeden, anti-

kapitalist bir mücadele vermeden sadece ‘insani 

kalkınma raporları’ hazırlayarak veya kapitalizm 

içinde insani yöntemler geliştirme çabasına girerek 

insani bir toplum, insan ve yaşam odaklı bir dünya 

kurmanın mümkün olmadığına dikkat çeken ŞAHİN, 

olaya genel bir sistem sorunu olarak bakmak 

gerektiğini, Türkiye’ye dair uygulamalardaki çarpıklık 

ve yanlışlıkların, halka ödetilen ağır toplumsal 

maliyetlerinin nasıl düzeltileceğini ve nasıl çözüm 

üretileceğini düşünmek gerektiğinin altını çizdi. 

Panel-Forum sonrası yönetmenliğini İmre AZEM’in 

yaptığı Türkiye’deki kentsel dönüşümü inceleyen 

Agorofobi film gösterimiyle etkinlik sona erdi.

45

şubemizden