23

sayı 137/2016

YENİ TÜRK DEPREM YÖNETMELİĞİ VE 

DEPREME DAYANIKLI ÇELİK BİNA TASARIMI  

...................................................

GİRİŞ

Aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alan ve hızlı 

bir yapılaşma süreci içinde bulunan ülkemizde, 

özellikle son yıllarda çelik yapıların ve çelik-

betonarme kompozit kolonlu yapı sistemlerinin 

giderek daha geniş bir uygulama alanına sahip 

olması, depreme dayanıklı çelik bina tasarımının 

önemini arttırmaktadır. Bu bağlamda, çelik bina 

taşıyıcı sistemleri, elemanları ve birleşimleri 

üzerinde gerçekleştirilen kuramsal ve deneysel 

çalışmaların sonuçlarına bağlı olarak geliştirilen ve 

çelik binaların yeterli dayanım, rijitlik ve süneklik 

koşullarını sağlayacak şekilde boyutlandırılmasını 

öngören modern yönetmelik kurallarından 

yararlanılmaktadır, (EN 1998 (2004), DBYBHY 

(2007), ANSI/AISC 341-10 (2010)). Diğer taraftan, 

pratik uygulamaların doğurduğu gereksinimlere ve 

çelik yapı sistemlerinin deprem etkileri altındaki 

davranışına ilişkin araştırmaların sonuçlarına 

paralel olarak, ilgili yönetmeliklerin belirli aralıklarla 

güncellenmesi de gündeme gelmektedir.

Bu makalede, 2007 Türk Deprem Yönetmeliği’nin 

güncellenmesi sürecinde hazırlanmakta olan ve 

tamamlanma aşamasına gelmiş bulunan Yeni 

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde, depreme 

dayanıklı çelik bina tasarımı kapsamında yer 

alması öngörülen başlıca kuralların gerekçeleri 

ve uygulama prensipleri hakkında bilgi verilmesi 

amaçlanmaktadır. 

DEPREME DAYANIKLI BİNA TASARIMI 

Yapı sistemlerinin depreme dayanıklı olarak 

tasarımını amaçlayan başlıca yaklaşımlar, dayanıma 
göre tasarım
 ve performansa göre tasarım olmak 

üzere ikiye ayrılmaktadır, (Özer, 2011).

Dayanıma göre tasarım yaklaşımında, yapı sistemi 
tasarım depremi (50 yılda aşılma olasılığı %10, 

tekrarlanma periyodu 475 yıl) için doğrusal-elastik 

teoriye göre analiz edilerek boyutlandırılmakta ve 

taşıyıcı sistemin doğrusal olmayan davranışının 

tasarıma etkileri ilgili deprem yönetmeliği kuralları 

çerçevesinde gözönüne alınmaktadır. 

Performansa göre tasarım yaklaşımında ise, farklı 

düzeydeki deprem etkileri altında, doğrusal olmayan 

analiz sonucunda elde edilen şekildeğiştirme 

ve yerdeğiştirme istemleri yapı sisteminin 

şekildeğiştirme ve yerdeğiştirme kapasiteleri 

ile karşılaştırılarak yapısal performans düzeyi 

belirlenmekte ve bu performans düzeyi bina için 

öngörülen performans hedefi ile karşılaştırılarak 

bina güvenliği elde edilmektedir. 

DAYANIMA GÖRE TASARIM - DEPREM 

YÖNETMELİKLERİ 

Diğer ülkelerin deprem yönetmeliklerine benzer 

olarak Türk Deprem Yönetmeliği’nde de, 

depreme dayanıklı bina taşıyıcı sistemlerinin 

boyutlandırılması için, genel olarak, dayanıma 

göre tasarım yaklaşımından yararlanılmaktadır. Bu 

yaklaşımın üç temel bileşeni, dayanım kriteri, rijitlik 
kriteri
 ve sistem sünekliği’dir. 

Dayanıma göre tasarımda, gözönüne alınan tasarım 

depremi için elastik davranış spektrumundan 

yararlanarak hesaplanan deprem yükleri, taşıyıcı 

sistemin türüne ve özelliklerine bağlı olarak 

belirlenen bir deprem yükü azaltma katsayısı ile 

bölünerek sisteme etkitilir. Yapı sistemi bu etkiler 

altında doğrusal-elastik teoriye göre analiz edilerek 

iç kuvvetler ve yerdeğiştirmeler elde edilir. Daha 

sonra, taşıyıcı sistemin elemanları ile birleşim ve 

ek detayları, güvenli taşıma kapasiteleri dış yükler 

ve azaltılmış deprem etkilerinden oluşan toplam 

iç kuvvetlere eşit veya daha büyük olacak şekilde 

boyutlandırılır. Böylece, dayanım kriteri sağlatılmış 

olur.

Dış yükler ve deprem etkileri altında gerekli 

dayanım kriterini sağlayan taşıyıcı sistemin, binanın 

fonksiyonlarını aksatmadan gerçekleştirebilmesi 

için, aynı zamanda rijitlik kriterini de yerine 

getirmesi gerekmektedir. 

Rijitlik kriterinin sağlanabilmesi için, eşit 
yerdeğiştirme kuralı
 uyarınca, deprem yükü 

azaltma katsayısı ile bölünmemiş elastik 

deprem yüklerinden meydana gelen toplam 

Prof. Dr. Erkan ÖZER

İstanbul Teknik Üniversitesi

23

makale