40

sayı 137/2016

1 Eylül, Hitler Almanya’sının 1 Eylül 1939 

tarihinde Polonya’yı işgal ederek 2. Dünya 

Savaşı’nı başlatması nedeniyle Dünya Barış 

Günü olarak kutlanmaktadır. İki Dünya savaşında 

ve sonrasındaki yıllarda da sayısız bölgesel 

savaşlarda milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, 

kentler, kültürler, doğa yok olmuş, buna rağmen 

savaşların sonu gelmemiş, her türlü sorun silahların 

gölgesinde çözülmek istenmiştir.

Bu nedenle 1 Eylül Dünya Barış Günü, bir 

başka dünyanın, yani savaşsız bir dünyanın 

kurulabileceğine dair inancın simge günlerinden 

görülmüş ve barış mücadelesinin ete kemiğe 

bürünmesinin itekleyici tarihi kabul edilmiştir.

Ancak ne yazık ki ülkemiz, 2016 1 Eylül Dünya Barış 

Günü’nü buruk karşılamaktadır. Çünkü hem ülke 

içinde hem de ülke dışında savaş, şiddet, terör 

egemenliğini ilan etmiştir. Bombaların patlamadığı, 

ölüm haberlerinin gelmediği, çocukların, sivillerin, 

güvenlik güçlerinin öldürülmediği gün yok gibidir. 

Son bir ay içerisinde; Van’da, Elazığ’da, Gaziantep’te 

yaşanan bombalı saldırılar, terör ve şiddetin ülke 

gündemindeki sıcaklığını yitirmediğini göstermiştir.

Dünya Savaşlarının nihayete erdiği ancak bölgesel 

savaşların varlığını hissettirdiği bir zaman 

dilimindeyiz. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya 

bunun en somut örneğini oluşturuyor. Ortadoğu 

ve Kuzey Afrika’daki savaşlar, iç karışıklıklar, 

toplumsal çatışmalar, etnik ve dini gerginlikler 

ülkemize doğrudan yansımış, Türkiye özellikle de 

Suriye’de süren iç savaşa taraf olmak durumunda 

bırakılmıştır. 

Türkiye, tarihinin hiçbir döneminde komşu 

ülkelerdeki iç karışıklıklara taraf olmamış, sınırlarını 

ve vatandaşlarını korumayı bilmiş, bütün bölge 

ülkelerine örnek olmayı başarmıştır. Türkiye’nin 

kendi iç sorununu çözemeden, komşu ülkelerin iç 

karışıklığına müdahil olması, ne yazık ki ülkemizi 

Ortadoğu batağına çekmiş, ülkemiz sonu belli 

olmayan bir yola girmek zorunda bırakılmıştır.

1 Eylül Dünya Barış Günü’nde çağrımız açıktır. 

Sorunlarımızı demokratik ve barışçı temelde 

ve toplumsal uzlaşma yaratılarak çözüme 

kavuşturulmalı, komşu ülkelerdeki savaşlara 

müdahil olmaktan acilen vazgeçmeli, savaşın yol 

açacağı felaket ve barışın sağlayacağı kazanım yol 

gösterici olarak kabul edilmelidir.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 

olarak, yaşanan acıların sona ermesini, toplumsal 

hayatta hoşgörü ve barışın belirleyici olmasını, 

ülkemizde, bölgemizde ve bütün dünya üzerinde 

barışın insanları ortaklaştıran temel değer olarak 

ilan edilmesini istiyor, gelecek kuşaklara savaşı 

değil, barışı miras bırakmanın boynumuzun borcu 

olduğunu ilan ediyoruz.

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 

İstanbul Şube Yönetim Kurulu

GELECEK KUŞAKLARA SAVAŞ DEĞİL BARIŞ MİRAS BIRAKILMALIDIR

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu tarafından, 

1 Eylül Dünya Barış Günü ile ilgili yapılan açıklama

Şubemizin destekleyen kuruluşlar içinde yer aldığı 

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 

tarafından düzenlenen “Afetlerde Haberleşme ve 

Elektrik” konulu Panel 1 Ekim 2016 tarihinde Şişli 

Kent Kültür Merkezi’nde yapıldı. Afette toplanma 

alanları ve akıllı sistemlerin yapıya entegrasyonu, 

deprem ve elektrik tesisatı, afetlerde haberleşme 

sürekliliği, afet ve acil durumlarda haberleşmeye 

gönüllü katılım, arama kurtarma operasyonlarında 

iletişim organizasyonu, afet ve acil durum 

yönetiminde iletişim sistemleri ve depremlerde 

haberleşme konu başlıklarında sunumların yer 

aldığı panelde, Şubemiz adına katılan Dr. Bahadır 

ŞADAN “Deprem Sonrası Veri Merkezlerinde 

İş Sürekliliği İçin Tasarım Yaklaşımları” konu 

başlığında bir sunum gerçekleştirdi. Panele Şube 

Başkanımız Nusret SUNA, Şube Sayman Üyemiz 

Temel PİRLİ ve Şube Sekreter Yardımcımız Funda 

KILINÇ SUVAKÇI katıldı.

AFETLERDE HABERLEŞME VE ELEKTRİK PANELİ / 

1 Ekim 2016

40

şubemizden