20
sayı 138/2016
Yapıların dürabiliteye göre tasarımının temel ilkesi;
öngörülen bir servis ömrü boyunca performansın
belirlenen minimum bir değerin altına düşmemesi
veya veya önemli onarımlar gerektirmemesi
biçiminde özetlenebilir (ISO 15686, 2001). Şekil
1’de gösterildiği gibi betonun yetersiz dürabilitesine
bağlı olarak yapı elemanlarının performansı
zamanla azalabilir (CEB, 1992). Yapı performansının
beklenenden hızlı azalması durumunda servis
ömrünün daha kısa olacağı açıktır. Böyle bir
durumda, başarılı bir onarımla yapı performansının
arttırılması mümkündür. İlerleyen dönemlerde eğer
gerek olursa yeni onarımlarla da servis ömrünün
beklenen süreye ulaşabilmesi mümkündür.
Şekil 1’de bu onarımların etkisi şermatik olarak
gösterilmektedir. Yapılan her bir onarımın ayrı
bir maliyet olduğu unutulmamalıdır. Onarımların
başarısız veya yetersiz olması durumunda ise
yapıdaki performans azalışı aynı hızda devam
edebilir.
Dürabilite İçin Performansa Dayalı Tasarım
Dürabiliteye göre tasarımında yapının zamana
bağlı performansı esas alındığından söz konusu
performansa dayalı tasarım yapılmaktadır.
Bu amaçla öncelikle performans kriterleri
belirlenmelidir. Kriter olarak farklı özellikler dikkate
alınabilir. Değişik çevresel etkilerden yapıya en
hızlı zarar veren etki belirlenip servis ömrünün
belirlenmesinde kriter olarak dikkate alınırsa daha
güvenli bir tasarım yapılabilir. Kriterlere karar
verilmesinin ardından, uygun modeller kullanılarak,
istenilen servis ömrünün elde edilmesini
sağlayacak beton bileşim özeliklerine karar
verilebilir. Bulunan bu sonuçlar yapının mekanik
tasarımıyla da uyumlu olmalı, örneğin projedeki
basınç dayanımı ve diğer mekanik özelikler güvenli
bir şekilde sağlanmalıdır. Betonarme yapılardaki
dürabilite sorunları karşılaştırıldığında, en yaygın
görülen sorunun beton içindeki donatının korozyonu
olduğu söylenebilir. Diğer çevresel etkilerle
karşılaştırıldığında, korozyon daha hızlı gelişen bir
dürabilite sorunudur. Korozyonla birlikte donatıın
çapı azalır ve bunun sonucunda donatının ve
dolayısıyla yapı elemanının taşıma gücü düşer.
Korozyon ürünlerinin hacmi daha fazla olduğundan
bu hacim artışına bağlı olarak beton paspayında
çatlamalar ortaya çıkar. Ayrıca, korozyon sonucu
beton ile donatı arasındaki aderans da azalır. Tüm
bu etkiler sonucunda da yapı elemanının taşıma
gücü ve davranışı değişir.
Sunulan bu çalışmada dürabiliteye göre tasarım
için donatı korozyonu esas alınmaktadır.
Korozyonun klor etkisine bağlı olarak ortaya çıktığı
kabul edilmiştir. Dürabilite analizi için servis
ömrünün sona erdiği kabul edilen bir sınır durumu
tanımlanmalıdır. Kullanılabilirlik sınır durumu veya
taşıma gücü sınır durumu gibi farklı sınır durumları
tarif edilebilir. Kullanılabilirlik sınır durumunu,
korozyon başlangıcı veya paspayının çatlamaya
başlaması gibi ekonomik kayıpların başladığı
durumdur. Taşıma gücü sınır durumu ise yapı
elemanının göçtüğü veya taşıma kapasitesinin
büyük oranda kaybolduğu aşama olarak kabul
edilebilir (Melchers, 1987). Yeni inşaa edilen bir
yapı için; donatının bulunduğu derinlikteki klor
iyonu konsantrasyonu kritik klorür konsantrasyona
ulaşıldığında depasivasyon oluştuğu ve
kullanılabilirlik sınır durumuna erişildiğini kabul
edilebilir. Çünkü, bu noktadan sonra bakım ve
onarım maliyetleri önemli derecede artar, yapı
güvenliği azalmaya başlar. Klor iyonu yayınımı
modellenerek iyonların donatıya ulaşma süreleri
belirlenebilir (Şengül, 2011). Bu modeldeki bazı
parametreler değiştirilerek farklı durumlar için
depasivasyon olasılıkları elde edilmiştir. Farklı
durumların donatıdaki depasivasyon olasılığına
etkileri aşağıda gösterilmektedir.
Paspayı Kalınlığı
Seçilen örnek bir elemandaki paspayı kalınlığının
donatıdaki depasivasyon olasılığına etkisi Şekil
2’de gösterilmektedir. Bu örnekte tüm beton
özellikleri sabit tutulurken sadece paspayı kalınlığı
değiştirilmiştir.
Donatıyı örten paspayının kalınlığı arttıkça, seçilen
bir depasivasyon olasılığına ulaşma süresi de
beklendiği gibi uzamaktadır. Yapı tasarımından yola
çıkarak, yeni yapılan bir yapı için bu olasılık %10
veya %20 gibi bir değer olarak alınabilir. Zira, beton
basınç dayanımı sınıflarının belirlenmesinde de %7
veya %10 gibi bir sınır kabul edilmektedir. Böyle bir
Şekil 1. Beton performansı ve servis ömrü
arasındaki ilişki (CEB, 1992)
20
makale