12
sayı 139/2016
GEOTEKNİK TASARIM VE
YENİ DEPREM YÖNETMELİĞİ
...................................................
GİRİŞ
Son 30 yılda geoteknik deprem mühendisliğinde
önemli gelişmeler olmasına karşın bunlar Türkiye
Deprem Yönetmeliğine yeterince yansıtılamamıştır.
Binaların depreme dayanıklı tasarımında, temel
zemininin deprem sırasında göstereceği davranışın
ve yapı temeli seviyesinde etkiyecek sarsıntı
şiddetine etkisinin dikkate alınması gerektiği
yaklaşık 60 yıldır bilinmektedir. Deprem sonrası
yapısal hasar incelemeleri ve aletsel zemin yüzeyi
sarsıntı şiddeti ölçümleri, deprem sırasında temel
zemini davranışı ile bina davranışı arasında yakın
ilişki olduğunu ortaya koymuştur.
Bina davranışı üzerinde olumsuz etkilere yola
açabilecek başlıca faktörler, sarsıntı şiddetinde
artış (amplifikasyon), temel zemininde mukavemet
ve/veya rijitlik kaybı, temel zemininde aşırı yer
değiştirmeler ve zemin-yapı etkileşiminden
kaynaklanabilecek tesirler olarak özetlenebilir.
Bu ana başlıklar altında değerlendirilebilecek
konuların hepsinde son yıllarda önemli gelişmeler
olmuştur. Bu gelişmelerin deprem yönetmeliklerine
yansıtılabilmesi için, öncelikli olarak güvenilir
zemin araştırmaları verilerine dayanan zemin
sınıflandırmalarının yapılması ve yapısal tasarımda
dikkate alınacak parametrelerin belirlenmesi
gerekmektedir.
Yeni Deprem Yönetmeliğinde, deprem etkisi
altında tasarımı yapılacak yeni binalar ile deprem
performansı değerlendirilecek veya güçlendirilecek
mevcut binalar için, geoteknik tasarıma ilişkin
hususlar aşağıdaki ana başlıklar altında yer
almaktadır:
• Zemin araştırmalarının kapsamı,
• Zemin koşullarının, sınıf ve parametrelerinin
belirlenmesi,
• Bina temellerinin ve çevre bodrum perdelerinin
deprem etkisi altında tasarımı,
• Yapı-zemin etkileşimi analizleri,
• Zemin sıvılaşma potansiyelinin değerlendirilmesi,
• Zemin dayanma (istinat) yapılarının ve şevlerin
deprem etkisi altında tasarım ilkeleri,
• Gerekli olması durumunda uygulanmak üzere,
arazi zemin özelliklerinin yerinde iyileştirilmesine
ilişkin kurallar (Yönetmelik ekler bölümünde)
ZEMİN KOŞULLARININ TANIMLANMASI
İnşaat alanı zemin koşullarının tanımlanması için
yapılacak zemin araştırmalarının kapsamı ayrıntılı
olarak tanımlanmakta, ayrıca bu araştırmaların
yürütülmesinde uyulacak kurallar EK 16A’da
verilmektedir. Zemin araştırmalarının sonuçlarının
iki ayrı raporda: Veri Raporu ve Geoteknik Rapor
olarak sunulması öngörülmektedir. Yapısal tasarım
açısından önem taşıyan geoteknik raporların
kapsamı ve hazırlama sorumluluğunu kimlerin
üstlenebileceği açıklıkla tanımlanmaktadır.
ZEMİN PARAMETRELERİNİN BELİRLENMESİ
Zemin parametrelerinin belirlenmesinde uyulacak
esaslar tanımlanmakta, bu kapsamda yükleme
hızı ve saha zeminlerinin geçirimlilik koşullarına
göre belirlenecek drenajlı veya drenajsız koşullarla
uyumlu mukavemet parametrelerinin kullanılması
gereği belirtilmektedir. Deprem etkisinde
oluşabilecek boşluk suyu basıncı artışları ve
mukavemet kayıpları / yumuşama olasılıkları da
göz önüne alınarak, toplam gerilme analizlerinde
drenajsız kayma mukavemeti değerlerinin
kullanılması gereği, boşluk suyu basınçlarının
belirlenebilmesi durumunda ise efektif gerilme
parametreleri kullanılarak analizler yapılabileceği
gibi hususlar vurgulanmaktadır.
YEREL ZEMİN SINIFLARININ BELİRLENMESİ
Yönetmelik taslağındaki değişlikler arasında yerel
zemin sınıflarının belirlenmesi önemli bir yer
tutmaktadır. Uluslararası diğer yönetmeliklerle
uyumlu aşağıdaki tablonun benimsenmesi uygun
bulunmuştur.
Tablo 16.1’de verilen zemin parametreleri, zemin
profilinin temel veya kazık başlığı alt kotundan
itibaren aşağıya doğru en üst 30 m kalınlığındaki
kısmı için belirlenecektir. Yüzeysel temellerde,
temel taban kotu ile kaya üst kotu arasında kalınlığı
3 m’den fazla zemin bulunması durumunda ZA ve
ZB sınıfı tanımlaması yapılmayacaktır.
Prof. Dr. Kutay ÖZAYDIN
Yıldız Teknik Üniversitesi
12
makale