23
sayı 139/2016
Gerçek Mühendisliğin Saygınlığının Gereği ve
Güvencesi : Etik Kurallara Ödünsüz Uyum
Dileğimiz ve beklentimiz; nitelikli bir eğitim
sürecinden geçmiş, sürekli eğitim bilincini
kazanmış, mesleğini teknik ve ekonomik
kurallardan ödün vermeden uygulayan, yeterli
sosyal yaşam koşullarını hak etmiş ve kazanmış bir
inşaat mühendisliği ailesinin oluşmasıdır. Saygınlık
için meslektaşların birbirlerine karşı ve hizmet
sundukları kişi ve kurumlarla ilişkilerinde etik
kurallara uymaları yaşamsal önem taşımaktadır.
Doğa yıkımına, çevrenin bozulmasına, toplumun
zarar görmesine destek veren ya da göz yumanların,
yani etik dışı davrananların meslekleri adına
utançtan başka verecekleri bir şey olamaz. Özellikle
yeni mezunların etik kuralları öğrenmeleri ve bu
konuda gerekli bilinci kazanmaları büyük önem
taşımaktadır. Üniversitede bu konuda dersler
verilmesi dünyanın önemli üniversitelerinde
benimsenen bir uygulamadır. Ülkemizde de benzeri
girişimlere tanık olmaktayız. TMMOB ve İMO’nun bu
konuda görev ve sorumlulukları bulunmaktadır (4).
Aslında bu örgütlerimizin sorumluluklarının gereği
olarak ciddi çalışmaları bulunmaktadır. Konunun
içselleştirilmesi bağlamında İMO ve Şubelerinin
düzenledikleri seminer ve kurs konuları arasına
“Mühendislik Etiği” nin alınması yararlı olacaktır.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ HİZMETİNİN ÜRETİLDİĞİ
ORTAMIN KOŞULLARI
Eğitimin iyileştirildiğini, mühendisin iyi
yetiştirilmekte olduğunu varsayalım. Bu çok
zorlanmış varsayım bile mühendislik hizmetlerinin
gereğince sunulması için yeterli değildir. Ortamın
iyi hizmet sunulmasına uygun olması gerekir.
Demem o ki, konuyu sistem yaklaşımıyla, çevresiyle
ve sistemin tüm bileşenleri ile ele almadığımız
sürece yanılgıya düşeriz. Ülkenin sosyal, ekonomik,
toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarından oluşan
sistem çevresi mühendislik hizmetinin kalitesi
açısından önemlidir. Toplum olarak mühendisliğin
önemi konusunda yeterli bilinç düzeyinde değiliz.
Örneğin, toplum, ciddi deprem tehlikesine karşın,
yapı güvenliği ve kalitesi duyarlılığı taşımıyor.
İnşaat yüklenicilerinin mühendislik teknik gücüne
dayanmadan yüklenicilik yapabilmesi, sorunlarımızın
önemli bir nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Proje üretiminde küçük birimler arası haksız
rekabet, piyasada “kötünün iyiyi yokettiği” bir
süreci yaratmaktadır. İnşaat mühendisliği emeği
haksız rekabet koşullarında ucuza kapatılırken,
işsizlik sorunu çığ gibi büyümektedir. Bu koşullar
sürdürülebilirlik kaygıları ve etik duyarlılığını
zayıflatmaktadır.
Yasal Altyapı Güncelleştirilmelidir.
Hiç kuşkusuz inşaat mühendisliği ortamını
biçimlenmesinde yasal altyapı belirleyici bir rol
oynamaktadır. 1938 yılında çıkarılan 3458 sayılı
Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Yasa’nın
günümüz koşullarında geçerliliğini sürdürebilmesi
olası değildir. Bu nedenle, gecikmeden yasal
altyapının çağdaş gelişmelerle uyumlu hale
getirilmeli ve çağdaş gelişmelere uyumlu bir çerçeve
yasa olarak “Meslek Yasası” ivedilikle çıkarılmalıdır.
Öte yandan, uygun siyasal koşullar altında TMMOB
Yasası ve Yapı Denetim yasası üzerinde iyileştirme
ve güncelleştirmeye yönelik çalışılmalar yapılabilir.
Yetkin Mühendislik yasası ilk akla gelen yasal
düzenleme konularındandır. Teknik müşavirlik inşaat
sektörünün önemli bir alanıdır. Uluslararası alanda
etkin bir rekabet için, bu sistemin geliştirilmesi,
bu amaçla ihtiyaç duyulan önlemlerin alınması
gerekmektedir.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNİ, ANCAK ETKİN BİR
ÖRGÜTLENME İLE, İNŞAAT MÜHENDİSLERİ
YÜCELTEBİLİR.
İnşaat mühendisliğinin gelişimi için yapılması
gerekli çalışmalar için zorunlu olan başlangıç
koşulu örgütlü bir mesleki dayanışmadır. Böylece,
doğru karar ve uygulamalarla mesleğin evrensel
kurallarını ve değerlerini içselleştirerek çağdaş
inşaat mühendisliğini oluşturmak mümkün olabilir.
Ayrıca çağımızın gelişim hızına ayak uydurabilmek
gereklidir. Bu nedenlerle, İnşaat Mühendisleri
Odasının uygun yetki ve olanaklarla donanmış güçlü
bir organ olmasını gerekmektedir.
Sonuç olarak; inşaat mühendisliğinin istenen
hedeflere erişebilmesi için (eğitim-akreditasyon-
üniversikte sonrası/yaşam boyu eğitim-yetkin
mühendislik- mühendislik etiği) konularının
ilişkileri ve etkileşimleri bağlamında birlikte
değerlendirilmelerini gerektirmektedir. Görev ve
sorumluluk duygusu taşıyan tüm mühendislerin
örgütlerinin çatısı altında dayanışmaları amaca
erişmenin olmazsa olmazıdır..
Kaynaklar:
(1) İMO İstanbul Şubesi, İnşaat Mühendisliği
Kurultayına Doğru İstanbul Çalıştayı, 27-28 Kasım
2010.
(2) Prof. Dr. Hasan Şimşek, PİSA 2015: Türkiye
Neden, Nasıl? (I) Herkese Bilim Teknoloji, 30 Aralık
2016.
(3) Hürriyet, 1 Şubat 2017.
(4) Abdulselam Suvakçı, Küreselleşen Kapitalizm
ve Mesleki Konumumuz, İnşaat Mühendisliği
Kurultayı İstanbul Çalıştayı, 27-28 Kasım 2010.
23
makale