18
sayı 140/2017
Bakanlıkların kurulmasını, kaldırılmasını sağlayabiliyor,
görev, yetki ve teşkilat yapısını belirleyebiliyor.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle üst kademe
kamu yöneticilerini atama, görevlerine son verme ve
atanmalarına ilişkin usul ve esasları belirleyebileceği
yetkiye sahip oluyor.
Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atama ve
görevlerine son verme yetkisi veriliyor.
Cumhurbaşkanına milli güvenlik politikalarını belirleme
ve gerekli tedbirleri alma yetkisi veriliyor.
Genelkurmay Başkanını atayabiliyor ve
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle de görev ve
yetkilerini belirleyebiliyor.
Milli Savunma Bakanlığı’nın, Genelkurmay ve
kuvvet komutanlıkları ile ilişkisi, görev ve yetkileri
de kanun ile değil Cumhurbaşkanı kararnamesiyle
düzenlenebiliyor.
Devlet Denetleme Kurulu’nun görev ve yetkileri kanun
ile değil, Cumhurbaşkanı kararnamesi ile düzenleniyor.
Kurul, kanunda belirlenen nitelikteki kişiler arasından
değil, Cumhurbaşkanının dilediği gibi yapacağı
atamalarla belirleniyor.
Cumhurbaşkanın, kamu idari yapısı (merkezi
ve mahalli idareler), kamu kurumu niteliğindeki
özerk meslek kuruluşlarının tamamı, sendikalar,
kamu yararına faaliyet gösteren dernekler ve
vakıflar üzerinde hâkimiyet kurması sağlanıyor. Bu
kuruluşların özerklikleri budanıyor veya ortadan
kaldırılıyor, sendikaların, derneklerin, vakıfların,
toplum örgütlenmelerinin bağımsızlığı kalmayarak tek
tipleştiriliyor.
Bu şekilde tamamen Cumhurbaşkanının insiyatifine
girecek olan DDK’nin tüm kamu kurum ve kuruluşları,
sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve
kuruluşların katıldığı her türlü kuruluş, kamu kurumu
niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki
işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı
derneklerle vakıflarda, her türlü inceleme, araştırma
ve denetlemeleri yapma yetkisine, idari soruşturma
yapma yetkisi de ekleniyor.
Parlamenter sistemde kanun ile belirlenen,
Meclise ait bu yasama yetkileri tek elde toplanarak
Cumhurbaşkanına veriliyor.
Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarma yetkisi.
Meclisin yasama/kanun yapma yetkileri büyük ölçüde
ortadan kaldırılıyor, sınırlanıyor, birçok belirsizlik ve
istismarın önü açılıyor.
Cumhurbaşkanı, kişi hak ve ödevleri hariç yürütmeye
ilişkin her konuda kararname çıkarabiliyor. Olağanüstü
hallerde ise sınırlama olmadan her konuda kararname
çıkarabiliyor.
TBMM’nin çıkaracağı kanunlar Cumhurbaşkanının
onayına giderken, Cumhurbaşkanı kararnameleri
Meclise gitmeyerek, doğrudan Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giriyor!
Bu uygulamayla devletin yasa ile düzenlenmesi
ilkesi de ortadan kaldırılıyor. Kanunla düzenlenmesi
gereken bir konuda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
yayımlandığında başvurabilecek bir makam
veya mekanizma yok, tanımlanmıyor. Anayasa
Mahkemesi’ne bu konuda bir ek yetki verilmiyor.
Yani, Cumhurbaşkanının otoriter vesayeti altına
alınmış bir kamu idari yapısı, devlet yapısı ve yeni bir
toplumsal yapı oluşuyor!
Yargı tamamen güdümlü hale geliyor.
Sayısı 15’e düşürülen Anayasa Mahkemesi üyelerinin
12’sini Cumhurbaşkanı, 3’ünü Meclis yani çoğunluk
partisi belirliyor.
Üye sayısının 13’e, daire sayısının 2’ye düşürüldüğü
Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun 6 üyesini
Cumhurbaşkanı, 7 üyesini Meclis yani çoğunluk partisi
belirliyor.
Partili Cumhurbaşkanının atayacağı Adalet Bakanı
Kurul Başkanı; Bakanlık Müsteşarı HSK’nin tabiî üyesi
oluyor.
Yargıtay Genel Kurulu, Danıştay Genel Kurulu, Türkiye
Adalet Akademisi Genel Kurulu başta olmak üzere
yargının kendisi ve seçim usulü dışlanıyor.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu, yargının bütününe hâkim
oluyor.
Yani “bağımsız ve tarafsız” kelimeleriyle süslenmiş
ama gerçekte bağımsızlığı yok edilmiş, yanlı, güdümlü
bir yargı oluşuyor!
Yasama organı olan TBMM’nin görev ve yetkileri
sınırlanıyor, Meclis işlevsizleştiriliyor.
Cumhurbaşkanının 2015 yılı Mart ve Nisan aylarında
sarf ettiği, ‘parlamenter sistem bekleme odasına alındı’
sözlerinin gereği bu anayasa değişikliği ile yerine
getiriliyor.
Meclisin görev ve yetkilerinden belli konularda
kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek
hükmü, TBMM’nin görev ve yetkilerinin arasından
çıkarılıyor ve kararname çıkarma yetkisi doğrudan
Cumhurbaşkanına geçiyor. Bu şekilde Meclisin kanun
yapma yetkisi Cumhurbaşkanı kararnameleri ile
sınırlanıyor.
Hükümetin kurulmasında ya da göreve devam
etmesinde meclisten güvenoyu alınması uygulaması
kaldırılıyor. Başbakan ve bakanların güvensizlik
nedeniyle düşürülmesine olanak sağlayan gensoru
yetkisi Meclisin elinden alınıyor. Meclisin yürütmeyi
denetleme hakkı gasp ediliyor.
Gensoru ve benzeri denetim araçları zaten zor işlerken
yapılacak değişiklikle soruşturmalardan kaçınma,
muhatapsızlık ve bilgi edinememek anayasal zemin
bulmuş oluyor.
• Tek yürütme gücü olan Cumhurbaşkanının
18
referandum