36
sayı 140/2017
bu sistemlerin, genellikle 50-100 yıl aralığında
planlanan hizmet süreleri boyunca işlevsel,
sürdürlebilir ve güvenli kalmaları beklenir. Bu
altyapı, kuraklık, sel, ısı dalgası, fırtına, yangın,
kar ve buz yığılması gibi aşırı iklim zorlamalarına
maruzdur. Mühendislik şartnameleri, altyapı
sistem ve servislerinin hizmet süreleri boyunca,
kullanılabilirlik, dayanıklılık ve güvenlik açılarından
kabul edilebilir düzeyde düşük risk taşımasına
yöneliktir.
İnşaat mühendisliği sahip olduğu bilgiyi, sürekli
toplumsal refah sağlama yolunda, çevre ile uyumlu
biçimde kullanmak durumundadır. Toplumun
altyapı gereksinimine yönelik sürdürülebilir
çözümler tasarlanması, doğal süreçlerin doğru
anlaşılmasını gerektirir. Böylece, çevresel etkilerin
önceden belirlenmesi ve gerektiğinde, zarar azaltıcı
ve koruyucu önlemler önerilmesi sağlanabilir.
Doğrudan ve dolaylı maliyetler yanısıra, çevresel
maliyetin de ekonomik analizlerde göz önüne
alınması gereklidir. Çevresel maliyet genellikle kamu
tarafından karşılanır, diğer ilgililere yansıtılmaz.
Biz İnşaat Mühendisleri, geleneksel ölçütler
(ekonomik, yapısal, geoteknik, hidrolik, topografik
vb) yanı sıra, iklim değişikliği ve çevre sorunlarına
ilişkin sürdürülebilirlik ölçütlerini de göz önüne
almalı ve bu konuları mesleki bilgi birikimimize
eklemeliyiz.
Üzerinde yaşadığımız topraklar, ortaya koydukları
risk faktörleri (sel, yangın, yıldırım, volkan
patlaması, fırtına, deprem, tsunami) nedeniyle,
doğal durumlarında, insanlara ancak sınırlı
olanaklar sağlayabilir. İnsan gereksinimlerine
yönelik olarak, topraklar üzerinde yapılması gereken
geliştirme çalışmalarının büyük bir bölümü İnşaat
Mühendislerinin katkısını gerektirir.
Birleşmiş Milletlerin 17 Stratejik Kalkınma
Hedefi arasından birçoğu, İnşaat Mühendisliği
uygulamalarıyla yakından ilgilidir:
l
Hedef 6 - “Su ve sanitasyon temini ve
sürdürülebilir yönetiminin sağlanması”
l
Hedef 7 - “Uygun fiyatlı, güvenilir, sürdürülebilir ve
çağdaş enerji sağlanması.
l
Hedef 9 - “Esnek altyapı oluşturulması; kapsayıcı
ve sürdürülebilir sanayileşmenin teşvik edilmesi;
yenilikçiliğin geliştirilmesi”
l
Hedef 11 - “Kentlerin ve insan yerleşim yerlerinin
kapsayıcı, güvenli, esnek ve sürdürülebilir kılınması”
l
Hedef 13 - “İklim değişikliği ve etkileri ile
mücadele için acil tedbirlerin alınması”
l
Hedef 14 - “Sürdürülebilir gelişme sağlamak
amacıyla, okyanus, deniz ve deniz kaynaklarının
korunması ve sürdürülebilir şekilde kullanılması”
l
Hedef 15 - “Karasal ekosistemlerin korunması,
iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımının teşvik
edilmesi; ormanların sürdürülebilir biçimde
yönetilmesi; çölleşmeyle mücadele edilmesi;
arazi bozulmasının önlenmesi ve geri dönüşüm
sağlanması; biyoçeşitlilik kaybının durdurulması”
Yeterince iyi nitelikte su sağlanması, yukarıdakiler
dışında kalan hedeflerle, örneğin, Hedef 3 - “Her
yaştaki insanlara sağlıklı yaşamlar sağlanması” ile
yakından ilgilidir.
Öte yandan, iklim değişikliğinin ivedi tehditleri
karşısında, bilime dayalı, ilerleyen ve etkili eylemler
gerektiğinin bilincinde olarak, Aralık 2015’de İlgili
Taraflar Konferansı (COP-21 Conference of the
Parties) sonunda ulaşılan Paris Anlaşması ile
kendimizi bağlı sayıyoruz.
COP-21 Anlaşması, dünya ortalama sıcaklığının,
sanayiin gelişimi dönemi öncesine göre 2
dereceden daha fazla artmamasının sağlanmasını
ve bu sınırın 1.5 dereceye indirilmesi için çaba
gösterilmesini önermekte, bunun iklim değişikliğinin
etkilerini ve risklerini önemli oranda azaltacağını,
iklim değişikliğine uyumu kolaylaştıracağını ve
sera gazı salınımını azaltmaya yardımcı olacağını
öngörmektedir.
Paris Anlaşması’nın hayata geçirilmesi, anlaşmanın
çeşitli konularına yönelik çalışma programları ve
etkinlik planları geliştirmek gibi önemli görevler
üstlenecek bir Bilimsel ve Teknolojik Danışma
Kurulu’nun yapacağı çalışmaları gerektirir. Böyle
bir kurula yapılacak mühendislik katkıları, mutlaka
WFEO (Dünya Mühendislik Örgütleri Federasyonu)
ve onun üyesi olan kuruluşlar aracılığı ile
sağlanmalıdır.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ MESLEK ÖRGÜTLERİNİN
ROLÜ
İnşaat mühendisliği mesleğinin insanoğlunun
yaşam kalitesinin iyileştirilmesine önemli katkı
yaptığı küreselleşmiş bir dünyada, aynı amaçları
paylaşanlar arasında, hem toplumun hem
mühendislerin yararına olan sağlam ortaklıklar
kurmak gereklidir.
Bu nedenle, İnşaat Mühendisliği Meslek
Örgütlerinin varlığına ve yeri doldurulamayan rolüne
duyulan gereksinimi savunuyor ve bu örgütlerden
şunları bekliyoruz:
a- En az 5 yıl süreli, yeterince geniş tabanlı eğitimin
ve meslek yaşamı boyunca sürecek meslek içi
eğitiminin desteklemesi;
b- İnşaat mühendisliği uygulamalarının toplum
yararına düzenlenmesi;
c- Üyelerine sürekli mesleki eğitim verilmesi;
d- Etik kurallarının uygulanmasının sağlanması;
bu çerçevede, kamu yararlarının gözetilmesi;
36
deklarasyon