9

sayı 141/2017

GÖKÇE, ulaştırma alanında yapılacak olan yatırımlar 

araçların taşınmasına göre değil, insanların 

erişimlerini kolaylaştıracak bir anlayışla yapılması 

gerektiğine ve kent mekanlarının otomobiller için 

değil, insanların kullanımına göre düzenlenmesi 

gerektiğine dikkat çekti. 

GÖKÇE, “Ulaşım politikamız; insan ve yük 
taşımacılığında toplu taşıma sistemine dayalı 
olarak değil, araçların taşınmasına göre gelişmiştir. 
Yüksek maliyetli ve kaza riski yüksek olan karayolları 
yapılmıştır. Enerji kullanımı, çevrenin korunması ve 
maliyet açısından daha ucuz olan ve gelişimi tüm 
dünyada destek gören demir yollarına gereken önem 
verilmemiştir. Oysa demir yolları ve deniz yolları 
öncelikli olmalıdır. Ülkemizin üç yanı denizle çevrili 
olmasına rağmen kent içi ve kentler arası ulaşımda 
oldukça cılız kalmıştır. Kentlerimizi yeni sorunlarla 
baş başa bırakacak ve başta ulaşım alt yapısı 
olmak üzere yeni sorun yaratacak uygulamalardan 
vazgeçmek gerekiyor.”
 sözleriyle konuşmasını 

sonlandırdı. 

TMMOB Başkanı Emin KORAMAZ ulaştırma 

yatırımlarının sadece kar kriterine göre değil, 

ekonomik kalkınma, sosyal, siyasi, güvenlik, kitle 

taşımacılığı gibi kriterlere göre de değerlendirilmesi 

gerekli yatırımlar olduğunu kaydetti.

Bir kamu hizmeti olan ulaştırma yatırımlarının 

ülkemizde siyasi rant hesaplarının en çok 

yapıldığı alan olduğuna işaret eden KORAMAZ, 
“Bildiğiniz üzere siyasi iktidar ulaştırma alanındaki 
yatırımlarıyla çok övünmektedir. Ancak kapalı devre 
üretilen, işlevsel olmaktan uzak ve pahalı, üçüncü 
köprü ve havaalanı, Galataport, Haliçport, yüksek 
hızlı tren vb. yatırımların birçoğu özelleştirmeye 
yöneliktir. ÇED süreçlerinden de muaf tutulan 
bu projelerle kamuoyunun yakından bildiği üzere 
çevre de talan edilmekte, ekolojik dengeler alt 
üst olmaktadır.”
 dedi. Ulaştırma ana planının 

olmadığına dikkat çeken ve, uzun ve kısa 

erimli hedefleri olan bir ulaşım ana planı ile bu 

planın hedeflerini, yatırım bütçelerini, uygulama 

sonuçlarını, tüm ulaşım türlerinin mevzuat ve 

yapısal problemlerini çözecek, sektörün veri 

tabanını yapılandıracak, planlayacak, izleyecek, 

denetleyecek ve değerlendirecek, merkezi 

bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunun altını çizen 

KORAMAZ, “Ulaştırma sektörü arz–talep ilişkisi 
üzerine yapılandığından, gelişen ekonomik 
krizlere karşı duyarlı bir sektördür. Stratejik önemi 
ve kamusal hizmet üretimi özelliği itibarıyla 
ulaştırma altyapısı ve işletmeleri için uygulamaya 
konulan özelleştirme plan ve programları derhal 

durdurulmalıdır. Ulaştırma sektörünün kaderi 
sadece kâr mantığı ile çalışan özel sektöre terk 
edilmemelidir. Ulaştırma alanındaki plansızlık, 
dağınıklık, kamu ve ülke çıkarlarının ön planda 
tutulmaması gibi olumsuzluklar bir bütün olarak 
ülke ekonomisinin tamamına hakimdir. Ülkemiz 
ekonomisi yıllardır, yüksek oranlı borçlanma ve 
yoğun ithal girdi kolaycılığının üzerine oturtulmuştur.  
Üretim-yatırım-tasarruf politikalarının yerini tüketim 
politikaları ve paradan para kazanma arayışları 
almış; kent rantlarına, doğa kıyımlarına, finans 
kazançlarına bel bağlanmıştır.”
 şeklinde konuştu.

Seyhan Belediye Başkanı Zeydan KARALAR 

trafiğin en karmaşık olduğu Adana’da ulaştırma 

kongresinin yapılmasını çok önemsediğini vurguladı. 

İmarı bozuk, yolları bozuk bir kentte ulaşım 

planı yapmanın da çok kolay olmadığını ancak 

bahaneye yer verilmemesi gerektiğini kaydeden 

KARALAR, “Büyükşehir, bu işi başlatmalı, biz de 
üzerimize düşeni yapmalıyız. Yerinde sorununu 
çözemediğimiz her insan topluluğunun sorunu 
şehre iniyor. Yeni altyapı, ev, ulaşım, su ihtiyacı 
sıkıntı yaratıyor. Mümkün mertebe sorunlar 
insanların kendi oturdukları köylerde, ilçelerde ve 
mahallelerde çözülürse kent merkezinin de yükü 
azalır. Maalesef bizim ülkemizde bu durumun tam 

9

kongre