11

sayı 141/2017

“ULAŞTIRMA POLİTİKALARI”

ATATÜRK DÖNEMİ BAŞARI ÖRNEĞİ ÜZERİNDEN BİR YORUM 

  

...................................................

Prof. Dr. Güngör EVREN

Yatırımlardan işletmeye değin her ulaştırma 

kararı ve eylemi ilgili olduğu bireyleri ve toplum 

katmanlarını etkiler. Kimileri az kimileri çok yarar 

sağlarken kimileri de zarar görebilirler. Bu durum 

yönetimlerin ulaştırma kararlarını alırken bireyler 

ve toplum katmanları ile uzlaşma sağlamasını 

gerektirir. Bu uzlaşmaya ve ülke kalkınması 

ile uyuma ilişkin karar ve tutumlar ulaştırma 

politikasını oluşturur. Ama ulaştırma politikası 

kapsamı bundan ibaret değildir.

Ulaştırmanın belirleyici özelliklerinden biri de dışsal 

etkileri ve bunların sonucu olan maliyetlerdir. Hep 

gündemde olan trafik kazaları; bir yılda dünyada 

milyon düzeyinde, AB’de 40 bini aşan insanın 

yaşamını kaybetmesine neden olmaktadır. TÜİK 

kayıtlarına göre, 2016 yılında ülkemizde meydana 

gelen kazalarda ölenlerin sayısı 7300 dolayındadır. 

Avrupa ülkeleri için yapılan etütlere göre trafik 

kazalarının GSMH’nin yüzde 2.0’sini aşan düzeyde 

bir maliyeti oluşmaktadır. Böyle bir konunun politika 

dışında kalması düşünülemez. Ama “Bu bayram da 

trafik kazaları rekor kırdı; yaklaşık 100 ölü. Oysa 

biz yolları duble yaptık(*)” anlayışına dayanan bir 

politika ile sağlıklı çözüm geliştirilemez. Hava ve su 

kirliliği, gürültü kirliliği gibi çevre etkileri, doğanın 

ve tarihi varlıkların korunması gereği, dolayısıyla 

otomobil kullanımının kısıtlanması ile hız ve gaz 

salımları konusundaki kurallar ve standartlar 

ulaştırma politikasının öğeleridir. Ulaştırmada 

kaybedilen zaman ise ulaştırmanın en stratejik 

boyutunu oluşturmaktadır. 

Ulaştırma politikasının özellikle petrol yoksunu 

ülkelerde, enerji ve döviz politikasındaki yeri de çok 

önemlidir.

Bu koşullarda, politika ile iç içe olan ulaştırmanın 

ekonomik, toplumsal ve kültürel boyutlarının göz 

ardı edilerek yalnız mühendislik yaklaşımıyla ele 

alınması geçerliliğini yitirmiştir. 

 

Doğru bir politikanın uygulamaya yansıtılmasının 

temel aracı iyi hazırlanmış planlardır. Ancak 

arkasında bilinçli ve kararlı bir politik destek 

bulunmayan planların beklenen sonucu vermedikleri 

yaşanan birçok örnekle görülmüştür. 

Ulaştırma gibi kapsamlı ve karmaşık bir sistemin 

bütünlük içinde doğru politikalar izlenerek 

yönetilmesi zorunlu bulunmaktadır. Aksi halde 

amaca uygun sağlıklı bir sistem geliştirilemez. 

Yanlış politikaların bedeli çok ağırdır. Öyle ki 

ekonomi, sosyal yaşam yani tüm ülke yaşamı aksar, 

insanlar mutsuz olur.

Kısacası kararlı bir politik duruş olmaksızın 

ülkemizde yıllardır süren olumsuz gidişin 

düzeltilemeyeceği yargısı yanlış değildir.     

ULAŞTIRMA POLİTİKALARI İÇİN BİR BAŞARI 

ÖRNEĞİ: ATATÜRK DÖNEMİ 

Ulaştırma politikası sürecinin kuramsal açıklamalar 

yerine bir örnek üzerinden değerlendirmek uygun 

olabilir. 

Hiç kuşku yok ki, Cumhuriyetin başlangıç dönem 

ulaştırma politikası doğru ve örnek olarak 

gösterilmeye lâyık bir politikadır. Gerçekten 

Cumhuriyetin başlangıcındaki ulaştırma 

politikasından çıkarılabilecek önemli dersler vardır. 

Dönemin belirleyici özelliği olan demiryolu atılımı için 

Atatürk dönemini esas almak uygundur. Çünkü 1939 

sonrası 2. Dünya Savaşı koşullarında çalışmalar 

çok yavaşlamıştır. Ayrıca savaş sonrası “1948-1957 

Karayolu Programı” uygulanmaya başlamıştır. 

Dönem başlangıcının belirleyici koşulu Kurtuluş 

Savaşı sonrası yıkıntılar ve yoksulluktur. Ekonomi 

(*) Bir bayram sonrasında Anayasa Profesörü ve Siyasetçi Burhan Kuzu’nun trafik kazalarına ilişkin değerlendirmesi.

11

makale