18

sayı 141/2017

arz talep dengesini sağlamaktır. Bu amaçla, 

ülkemizdeki inşaat sektörünün gelecekteki 

ihtiyaçlarını doğru belirleyerek, yeterli sayıda kaliteli 

mühendisleri yetiştirmek en gerçekçi adımdır. 

• AR-GE Faaliyetleri: İnşaat sektöründe yeterli 

ar-ge’nin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu da İnşaat 

sektörünün ulusal ve uluslararası rekabetçi düzeyini 

düşürmektedir. Özellikle, özel sektörün bu konudaki 

etkinliği artmalıdır. Müşavir mühendislik firmalarımız 

da AR-GE’ye önem vermeli ve uluslararası ölçekte 

niteliklere ulaşmalıdırlar. 

• İşsizlerin Analizi: Yapılan bir ankete göre ülke 

genelinde işsizlik oranlarının % 10.5 civarında 

oluşu dikkate alınırsa, mühendislik dallarında % 

3.6 ve inşaat mühendisliğinde % 1.5 olan işsizlik 

oranının nedeni muhtemelen inşaat mühendisliği 

mesleğinin toplumun ihtiyacı yönünden önlerde yer 

almasındandır. İşsizlerin miktarı ülkenin ekonomik 

durumu ve piyasa koşullarına göre zamanla 

değişim gösterecektir. İşsizlik boyutları önümüzdeki 

dönemde artacağı tahmin edilmektedir.

• Diğer Mesleki Sorunlar: E-eğitim, teknik kitap 

yayınını teşvik etmek, yabancı teknik literatür 

ve standartların Türkçe çevirisi gibi konular 

sorunlarımız arasındadır. Bir ülkede mühendisler, 

bilim insanları ne kadar teknoloji üretiyorsa 

toplumun, mühendis ve bilim insanlarının refahı 

da o ölçüde olmaktadır. Teknoloji üretebilirlik, bilgi 

düzeyinin de ölçüsüdür. Bu nedenle çağımızda 

inşaat mühendisliği içinde yaratıcılık (inovasyon) 

önemlidir. Dünyada yaratıcılığı destekleyen ve 

bastıran ülkeler var. Türkiye, yaratıcılığı destekleyen 

ve teknoloji üreten bir ülke olacaksa, yaratıcılığı 

teşvik etmeli ve ödüllendirmelidir. Eğitim sistemimiz 

de yaratıcılık esasında yeniden şekillendirilmelidir. 

Yerli yazılımlar teşvik edilmeli, ancak belirli normlar 

oluşturarak denetlenmelidir.

 Proje denetimi 4708 sayılı yapı denetim yasası 

kapsamından çıkarılıp ayrıca kurgulanmalı ve 

proje-proje denetimi, yapı-yapı denetim ilkesi 

hayata geçirilmelidir. Bu görevleri ifa edebilmek 

için yeterli bir mesleki deneyimin yanı sıra sınavda 

başarılı olma koşulu mutlaka aranmalıdır. Dünya 

ve ülke deneyimlerinin ışığında sistem yeniden 

kurgulanmalıdır.

 İMO’nun önerdiği yetkin mühendislik 

çalışmasında hedef kitle tüm inşaat 

mühendisleridir. Sayıları 100000’den fazla olan bu 

kitleyi sınava sokmak ne derece gerçekçidir ve ne 

kadar uygulanabilir? Her ne kadar sadece tasarım 

yapanlar dikkate alınacağı iddia edilse de imza 

kısıtlaması potansiyel olarak tüm mühendisleri 

kapsamaktadır. Bunun yerine başlangıçta, sadece 

proje denetimi yapmak isteyen mühendisleri 

sınavlara sokmak ve belirli süre için uzman denetim 

mühendisi unvanı vermek daha gerçekçi ve 

uygulanabilir olanıdır. 

 1997’den beri deprem yönetmeliği çalışmaları 

tamamen iyi niyetli ve duyarlı akademisyenlerce 

yürütülmektedir. İlgili şartnameleri hazırlayacak, 

değiştirebilecek, yenileyebilecek, yapı malzemelerini 

test edecek, yeni hesap yöntemlerinin 

incelemelerini yapabilecek, kullanılan bilgisayar 

programlarını test edebilecek vb. gibi işler için 

sektörün tüm aktörlerinin temsil edildiği özerk ve 

kurumlaşmış bir Yapı Enstitüsü kurulmalıdır. 

Bu doğrultuda meslek örgütümüzde güçlü ve 

aktif bir örgütlü birlik ve dayanışmaya ihtiyaç 

bulunmaktadır. Bütün bu hedefler, çağdaş hukukun, 

demokrasinin, adaletin ve özgürlüklerin var olduğu, 

bir toplumsal düzen içinde gerçekleştirilebilir. 

Mesleğimizin, katkısını, etkinliğini, rolünü ve 

saygınlığını sağlayabilmek ancak böyle bir toplumsal 

düzende mümkündür. 

18

sonuç bildirgesi