33
sayı 141/2017
Şubemizin 16 Nisan 2017 tarihinde ülkemizde
yapılan referandum sürecine ilişkin düzenlediği Yrd.
Doç. Dr. Didem YILMAZ’ın (Bahçeşehir Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi) konuşmacı olarak katıldığı Söyleşi 5
Nisan 2017 tarihinde Kadıköy Belediyesi Başkanlık
Binası Brifing Salonu’nda gerçekleşti. Söyleşi Şube
Başkanımız Nusret SUNA’nın açılış konuşmasıyla
başladı. SUNA, referandum tarihi belirlendiğinden
bugüne kadar Şubemizin, Anayasa değişikliği
ve referandum başlığı ile düzenlemiş olduğu
etkinliklere değinerek başladığı konuşmasında,
“Meslek örgütümüzün Anayasa değişiklik paketine
dair yaklaşımının özünü işte bu denetlenemezlik
oluşturmaktadır. Değişiklik yapılmak istenen
diğer maddelere dair eleştirilerimiz saklı kalmak
kaydıyla, kamunun, kamuya ait projelerin ve kamu
yöneticilerinin denetlenemezliği, itirazımızın odağında
yer almaktadır.” dedi.
“Demokrasinin olmazsa olmazı, kamu yönetiminin
şeffaf, katılımcı ve denetebilir olmasıdır. 16 Nisan’da
karşımıza gelecek olan değişiklik paketi, ülkeyi
mevcut işleyişin bile gerisine götürecek hükümler
içermektedir. Bugüne dek, kamu idaresinin karar ve
tasarruflarını, toplumsal yarar ve kamusal çıkarlar
doğrultusunda denetlemeye çaba gösteren ve binbir
türlü yasal engelle karşılaşan meslek örgütümüzün
karşısına Anayasal zırhla çıkmak isteyenlerin niyeti
açıktır: Kamusal değerlerin talanında karşılarında
hiçbir engel istemiyorlar. Toplumsal, kültürel, siyasal
farklılıkların ortadan kaldırılmasını hedefleyen
bir düzen kurmak isteyenler aynı zamanda
kendilerini hesap verilebilirlikten muaf ilan etmeye
hazırlanıyorlar. Umuyor ve inanıyorum ki halkımız 16
Nisan’da bu beklentilerini karşılıksız bırakacaktır.”
diyen SUNA, 14 yıllık iktidarlarının ayırt edici
özelliği olan, ‘ben yaptım, oldu’ tarzının, kamu
düzeninin belirleyicisi haline getirilmesinden ibaret
olan bu değişiklik paketine bu nedenle “hayır”
denildiğinin altını çizdi ve “Meslek odalarının “hayır”ı
yurtseverliğin, topluma karşı sorumluluğumuzun
ve mesleğimizin evrensel kabullerinin bir gereğidir.
Bir başka yaklaşım içinde bulunmamız, sadece
ülkeye ihanet değil aynı zamanda mesleğimizin
de itibarsızlaştırılmasına göz yummak anlamına
gelecektir.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Söyleşide, referanduma götürülen anayasanın
maddeleri üzerine görüşler aktarıldı. Vekil sayısının
600’e çıkarılmasının temsili güçlendirmediğine,
sistemin tek bir yapıdan oluşan bir çoğunluk
üzerine inşa edildiğine ve getirilen sistemde
dengeleyici mekanizmaların bulunmadığına dikkat
çekilen söyleşide, ABD’deki Başkanlık sisteminde
dengeleyici organların olduğu, yürütme ve yasama
seçimlerinin farklı zamanlarda yapıldığına ve
dengeleme sağladığına dikkat çekildi. Söyleşide
yasama organının sahip olduğu bütçe yetkisi
ile yürütmeyi dengelediği fakat mevcut anayasa
değişikliğinde bütçenin cumhurbaşkanı yetkisine
verildiği, denetim yetkisinin nasıl yapılacağının iç
tüzüğe bırakıldığı ve bunun da meclis çoğunluğuna
bırakıldığı, böylece bilgi edinme vb. hakların fiilen
işlevsizleşeceği belirtildi. Yürürlükteki mevzuatta
TBMM yetki verirse
Bakanlar Kurulu
KHK çıkarabilirken,
değişiklikte böyle
bir yetkilendirmeye
gerek olmadan
cumhurbaşkanına KHK
çıkarma hakkı tanındığı,
toplumsal farklılıkların
ifade edilebilmesini
mümkün kılmayan
monolitik bir yapılanma
oluşturulduğu, yargı
mekanizmasının
da monolitik yapıyı
koruduğu, anayasa
mahkemesine iptal
davası açabilme
olanaklarının da
kısıtlandığına dikkat
çekildi.
SÖYLEŞİ:ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ VE REFERANDUM /
5 Nisan 2017
33
şubemizden