5
sayı 141/2017
TÜRKİYE GELİŞMİŞ DEMOKRASİYİ VE
NİTELİKLİ YAŞAMI HAK ETMEKTEDİR
D
D
eğerli Meslektaşlarımız,
16 Nisan referandumu açığa çıkarttı ki,
toplumumuzun yüzde 50’si, demokratik parlamenter
sistemi önemsizleştiren, kuvvetler ayrılığını ortadan
kaldıran, bütün yetkileri tek insan elinde toplayan
Anayasa değişikliğine karşı çıkmıştır. Referandum
çalışmaları eşit olmayan şartlarda yapılmış, buna
rağmen ortaya çıkan sonucun şaibeli olduğunu
noktasında kamuoyunda derin şüphe uyanmıştır.
Anayasanın toplumsal uzlaşma metni olduğu
gerçeği ne yazık ki yok sayılmış, ülkenin en az
yarısının itirazına rağmen değişiklik paketi adeta
topluma dayatılmıştır. Yürürlüğe giren değişikliklerin
ihtiyacımız olan kardeşliği, adaleti, barışı,
refahı tesis etmesi mümkün görünmemektedir.
Cumhurbaşkanlığı gibi ortak değerimiz olan bir
makamı, politik odaklar arasındaki çekişme ve
yarışmaya dahil etmek, en kabul edilebilir ifadeyle,
toplumsal ayrışmayı görünür kılacaktır.
Ülkemizin neredeyse bir yıldır, OHAL kapsamındaki
düzenlemelerle idare edilmesinin demokratik
hayatta yol açtığı yara, toplumun ikiye bölünmüş
haliyle birleştiğinde karşımıza adaletsiz bir sistem
çıkmaktadır ki, son dönemde toplumun farklı
kesimlerinden yükselen “adalet” talebinin, yakıcı
bir hal alan toplumsal soruna, mutlak değiştirilmesi
gereken ülke gerçeğine işaret ettiği açıktır.
Türkiye artık KHK’larla yönetilen bir ülkedir.
KHK’ların yol açtığı haksız mağduriyetler bir
yana, ülkemiz açısından telafi edilmesi mümkün
olmayacak adımların, örneğin Katar’a asker
gönderilmesi gibi, Meclis’teki mutlak sayısal
üstünlüğe dayanarak atılması, demokrasiden
uzaklaşan toplumları bekleyen tehlikelerin neler
olduğuna dair çarpıcı bir örnektir.
TMMOB Yasası’nda değişiklik öngören taslağın
yeniden gündeme alınması, nasıl bir ülke yaratılmak
istendiğine dair önemli bir işarettir. Çünkü TMMOB,
kamu ve toplum yararı gözeterek kamu idaresinin
projelerini değerlendirmekte, kamu yararına
olmayan projelere karşı yargı yoluna başvurmakta,
mühendislik uygulamalarının niteliğini yükseltmek
amacıyla meslektaşlarını denetlemekte, meslek
içi eğitime özel önem vermekte, ilgi alanına
giren konularda raporlar hazırlayarak kamuoyunu
bilgilendirmektedir.
Böyle bir kurumu etkisizleştirmenin amacı ne
olabilir? Belli ki TMMOB ve bağlı meslek odalarının
muhalif karakteri, siyasi iktidarı rahatsız etmektedir.
Yasa taslağındaki değişikliğin özünü, meslek
odalarının itibarsızlaştırılması, üretim ve karar
alma sürecinin dışında bırakılmasının oluşturması
tesadüf değildir. Kaldı ki, yasası değiştirilmek
istenen TMMOB’nin görüşünün bile alınmaması
başlı başına tuhaflığa işaret etmektedir.
Yasası değiştirilmek istenen meslek odalarından
örneğin Odamız, Referans Belgesi Yönetmeliğini
hazırlayarak, mesleğimizde çığır açmak
istemektedir. Referans Belgesi uygulamasıyla,
mesleki niteliği yükseltecek, meslektaşlarımızın
bilgisini ve donanımını artıracak, mühendislik
hizmetleri bağlamında toplumun ihtiyaç duyduğu
referansı oluşturacak içeriktedir.
Diğer yandan Şubemiz de son birkaç ay içerisinde
örgütlenme, ulaştırma ve yapı denetim alanında
bilimsel etkinlikler düzenlemiştir; ayrıca rutin
olarak meslek içi eğitim faaliyetlerimiz de devam
etmektedir. Şubemiz faaliyetlerinin toplamı,
meslek örgütümüzün insana, ülkesine bağlılığını
göstermektedir.
Yapılan çalışmalar elbette sadece bunlarla da sınırlı
değildir. Türkiye, gelişmiş demokrasi ile birlikte,
nitelikli yaşamı hak eden bir ülkedir. Biz inşaat
mühendislerinin amacı da, meslek alanına giren
konularda bunu sağlamaya çalışmaktır.
Yeni sayılarımızda görüşmek dileğiyle.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu
TÜRKİYE GELİŞMİŞ DEMOKRASİYİ VE
NİTELİKLİ YAŞAMI HAK ETMEKTEDİR
başyazı
5
başyazı