7
sayı 141/2017
ne kadar “Oda siyaset yapıyor” suçlamasıyla karşı
karşıya kalsa da bugünden sonra da konuya ilişkin
tartışmaların içinde yer almaya, mesleki ve teknik
birikimini kullanarak kamuoyunu bilgilendirmeye
devam edecektir.” dedi.
SUNA,“Boğaz köprülerine, sayısız alt-üst geçide,
sayısız katlı kavşağa rağmen İstanbul trafiği
vatandaşlarımız açısından işkence olmaya devam
etmektedir. Konunun püf noktası burasıdır.
Hatırlatmadan geçemeyeceğim. Bilindiği gibi,
Boğaz köprüsü tartışmalarının alevlendiği günlerde,
aralarında inşaat mühendisliği öğrencilerinin
de bulunduğu bir grup genç, Zap Suyu üzerine
köprü yapmak üzere Hakkâri’ye gitti. Mühendislik
öğrencilerinin mesleki katkısı, bölge halkının
dayanışma ilişkisi birleşince, nice can kaybına yol
açan Zap Suyuna köprü yapıldı. O günlerde sıkça
duyulan “Boğaza değil Zap Suyuna Köprü” sloganının
içerdiği anlam, sadece ulaştırma politikalarıyla sınırlı
algılanmamış, aynı zamanda yeni bir toplum düzeni
arayışının simgesi sayılmıştır.” diyerek, İstanbul’un
da, ülkemizin de Ulaşım Ana Planı olmadığına,
ressmiyette en son 1983’de Ulaşım Ana Planı
yapıldığına ve planın tozlu arşivlerde kaldığına/
kaderine bırakıldığına dikkat çekti ve hazırlanacak
olan Ulaşım Ana Planının, sürdürülebilir, işlevsel,
bütünlüklü, toplu taşımacılığı merkezine alan
bir perspektifle hazırlanması gerektiğini, hazırlık
aşamasında ilgili meslek odalarının, üniversitelerin
ve örgütlü yapılar aracılığı ile vatandaşların
katılımına açık hale getirilmesi gerektiğinin altını
çizdi.
Avrupa ülkelerinin ulaştırma sorunlarına ilişkin
karar alıp, uyguladığına, ülkemizin ise bu durumdan
hayli uzak olduğunun altını çizen SUNA, 27
AB ülkesinin ortalamasına göre karayollarının
taşımacılıktaki payı yüzde 45 olduğunu, ülkemizde
ise yük taşımacılığının yaklaşık yüzde 92’sinin,
yolcu taşımacılığının ise yaklaşık yüzde 95’inin
karayolunda gerçekleştiğine dikkat çekti.
“Denizyolu yük taşımacılığında Avrupa ortalaması
ise yüzde 33’tür. Denizyolu, demiryoluna göre 3 kat,
karayoluna göre 7 kat, hava yolu ulaşımına göre 22
kat daha ucuz olmasına karşın ne yazık ki yeterli
ilgiyi görmemektedir. Karbon salınımında karayolu
taşımacılığının kayda değer bir ağırlığı bulunurken, bu
oranı aşağı çekecek önlemler almamak, hem insan
hem de çevre sağlığını önemsememek anlamına
gelmektedir.” diyen SUNA, “İnşaat Mühendisleri
Odası olarak insanı, doğayı, tarihi zenginliği korumayı
hedefleyen sürdürülebilir, işlevsel, bütünlüklü ulaşım
politikalarının hayata geçirilmesinde ısrarımızın
devam edeceğini bir kez daha vurguluyor, saygılar
sunuyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr.
Güngör EVREN ise “Amacımız bilimin ışığında
ülke sorunlarına çözüm üretmek ve uygulamalarını
gözetmek, görülen yanlışlarda uyarıcı önlemlerde
bulunmaktır.” dedi. 1974 yılından bu yana birçok
öneri getirildiğini ve uygulandığını kaydeden
EVREN, “Ne yazık ki çabalarımız gerçek yaşamda
karşılığını bulamadı. Çözüm önerilerimiz görmezden
gelinmiş, eleştiriler dinlenmemiş, son günlerde karşıt
tavır sergilenmeye başlanmıştır. Oysa planlama
yaşamsal bir öneme sahiptir ancak ülkemizde
plan dışı yatırımlar hızla artmaya başladı. Doğa ve
tarihi değerler konusunda da aynı şekilde davranış
sergilendi. Çevre ve doğaya karşı kıyımlar yapıldı.”
dedi ve kongrenin toplumun tüm kesimlerini
yakından ilgilendirdiğini, çok sıkı bir çalışma
programı hazırladıklarını kaydetti. Halkın katılımının
sağlanmasının çok önemli olduğunun altını çizen
EVREN, ulaştırma kongrelerinin ülkemiz adına en
iyi çözümleri sunma amacını taşıdığını ve çözüm
üretilememesini eleştirerek, “Hiçbir şeyin sır
olmamasına rağmen çözüm üretilemiyor.” şeklinde
konuştu.
KKTC İMO Başkanı Seran AYSAL da yılların
hataları sonucunda Türkiye’de ve KKTC’de
7
kongre