18

sayı 143/2017

duvarların davranışlarını tahmin etmektedir. Bu 

fiber elemanların uç noktalarındaki rijit elemanlar 

kesme mafsalları ile birbirine bağlanmıştır. Perform 

3D programındaki duvar elemanlarının eğilme etkisi 

altındaki davranışı MVLEM’e benzemektedir. Kesme 

etkisi, programda eğilmeden bağımsız olarak temsil 

edilmektedir. Bu modelleme biçimi yüksek yapıların 

eğilme altındaki kuvvet deformasyon bağıntılarını 

doğruya yakın bir şekilde tahmin etmektedir; 

ancak kesme ile eğilmenin etkileşiminden 

kaynaklanan sonuçlar yüksek bina analizlerinde 

gözetilmemektedir. Uygulama standartlarına uygun 

şekilde analiz edilen B1 ve B2 binasında da bu 

özellikler korunmuştur. 

Binalardaki perde duvarlar performansa dayalı 

tasarım uygulamalarında genellikle kullanılan fiber 

modelleme yöntemi kullanılarak modellenmiştir. Bu 

yöntemde perdeler kesitleri boyunca modellenmiş 

çubuk (fiber) elemanlarla önceden tanımlı gerilme 

– birim şekildeğiştirme eğrileri kullanılarak analiz 

edilmektedir. Analiz edilen binaların yüksek eğilme 

etkisi beklenen noktalarında fiber elemanlar 

detaylı olarak modellenmiş; gövde kısımları ve üst 

katlarda ise program içerisinde yer alan oto-fiber 

elemanlar kullanılmıştır. Gözlemlenen hasarların 

eğilmeye dayalı olması ve binaların yüksekliği 

sebebiyle perde duvarların kesme dayanımı elastik 

malzemelerle modellenmiştir. 

Şili’deki 1985’ten sonra inşa edilmiş binalardaki 

perde duvarların çoğunda duvarlar arasında 

bağ kirişlerin yerine yapısal olmayan elemanlar 

yeralmaktadır. İncelenen binaların genelinde de bu 

duruma rastlanmakla beraber binaları çevreleyen 

akslarda bağ kirişler yeralmaktadır. Bu bağ kirişler 

yığılı plastik davranış modelleri göze alınarak 

modellenmiş ve kuvvet-deformasyon eğrileri 

ASCE41-06 Tablo 6-18 baz alınarak yaratılmıştır.

Sismik tehlike ve yer ivmesi kayıtları

Santiago şehrinde Maule depremini kaydetmiş 

yeteri sayıda yer hareketi istasyonu mevcuttur. 

Şili Üniversitesi’nin bu istasyonlardan elde ettiği 

kayıtlar incelenmiş ve binaların bulundukları 

zemin grupları ve Şili kod spektrumu ile 

karşılaştırılmıştır. Aynı zamanda bu bölge için 

geçerli olabilecek yer hareketi tahmin denklemleri 

ile gözlemlenen yer hareketleri arasında ilişkiler 

aranmıştır. Bu çalışmalardan öne çıkan 3 kayıt 

ile analize devam edilmesine karar verilmiştir. 

Bu üç deprem kaydı; TH19, TH27 ve TH30; ile 

binaların gözlemlenen deprem kayıtları altındaki 

performansı incelenmiştir. Bu kayıtların Şili kod 

spektrumu ile kıyaslanmış spektral ivme katsayıları 

Şekil 4a’da gösterilmektedir. Bu kayıtların 

yanısıra, Şili kod spektrumu baz alınarak Maule 

deprem kayıtları üzerinden Fourier analizleri 

ile frekansları eşleştirilerek sentetik deprem 

kayıtları oluşturulmuştur. Bu deprem kayıtları 

TH19S, TH22S, TH24S, TH27S ve TH30S olarak 

isimlendirilmiş ve binaların Şili deprem koduyla 

eşleştirilmiş spektral ivmelerle tasarlandığı bir 

senaryoyu ele almaktadır. Bu kayıtların spektral 

ivme katsayıları Şekil 4b’de özetlenmiştir. Bu iki 

analiz seti binalarda gözlemlenebilecek hasarların 

alt ve üst sınırlarını oluşturmaktadır. 

ANALİZ SONUÇLARI

Analizler sonucunda her iki binada da perde 

uçlarında hasarlar görülmüştür. Bu hasarlar 

beklendiği üzere birinci katlarda meydana gelmiştir. 

Bu hasarlar ile beraber binalarda farklı seviyelerde 

enerji sönümlendiği gözlemlenmiştir. Bağ kirişler ise 

B1 binasında hasar görmemiş, B2 binasında ise 

yüksek enerji sönümlemişlerdir. 

Şekil 4. İvme Spektrumları a) Orijinal kayıtlar altında b) Sentetik kayıtlar altında

18

makale