29
sayı 146/2018
İA- Örgütlü çalışıyorlardı, ama
sonunda Milli Eğitim Bakanlığı
baktı ki olmuyor, tekniker
okullarını kapattı.
HNÇ- Yüksek teknikerleri kapattı.
İA- Evet, yüksek teknikerlerdi
zaten bunu isteyenler, onları
kapattı. Çareyi öyle buldu, başka
türlü başa çıkamadı. Yani böyle
birtakım olaylar geçiyordu. Odalar
da tabii bunlarla meşgul oluyordu.
HNÇ- Hocam 27 Mayıs 1960
İhtilali sonrası dönemde
1963, 1964, 1965 yıllarında
Oda Merkez ve İstanbul Şube
yönetimlerinde yer aldınız. 1964
yılı yönetim kurulunda Başkan
oldunuz. Yönetim kurullarınızda
öne çıkan kimler vardı? O dönem
hedefleriniz nelerdi? Yani gene
önemli gördüğünüz konular...
İA- 27 Mayıs’tan sonra
birçok karışıklık oldu malum.
Üniversitede, Odalarda da
birtakım şeyler oldu. Ben
1963’te galiba merkez yönetim
kurulunda görev aldım. Sekreter
Kemal NOYAN’dı. Başkan
Ankara’dan, ikinci Başkan
İstanbul’dan olacak denildi. Tabii
yürümedi. Maalesef belge falan
biriktiremedim size verebilecek
herhangi bir şeyim yok
HNÇ- Hocam o dönemlere ait
fotoğraf da mı yok, varsa alıp
tekrar size iletsek…
İA- Maalesef fotoğraf da yok
bende. 1963 yılında İMO
Merkez yönetim kurulunda Ali
TERZİBAŞOĞLU başkandı. Bende
yönetim kurulu üyesiydim. Ali
Bey 4- 5 ay sonra istifa etti.
Yerine başka bir arkadaş geldi.
Şimdi ismini hatırlayamıyorum.
Ali TERZİBAŞOĞLU ile hem sınıf
arkadaşıyız ve bugün de yakın
arkadaşız. (Şimdi Ankara’dan
İstanbul’a geldi sık sık telefonla,
arada bir de bir araya gelerek
görüşürüz.) 1964 yılında
Şube Yönetim Kurulu Başkanı
oldum Mehmetçik BEYAZIT’ta
sekreterdi.
HNÇ- Prof. Dr. Mehmetçik
BEYAZIT bizim de hidroloji
hocamızdı. Zeki ve çok bilgili
bir hocaydı. Ama ismi pek öne
çıkmamıştır…
İA- Parlak bir hocaydı Mehmetçik.
İstanbul şube yönetim kurulunda
Seyfi GÜRÇAY, Remzi ÜLKER
vardı. Süreyya GÜNDEŞ ve
diğer arkadaşlar vardı. Yönetim
kurulunda Seyfi GÜRÇAY Yüksek
Mühendis, ama mühendislikten
gelme, Amerika’da master
yapmış. Mühendislikten geldiği
için onların başını çekerdi. Remzi
ÜLKER Bey bilhassa çok faaldi.
Hep öyleydi o (Tuğlacılarla,
çimentocularla uğraşırdı).
HNÇ- 1960 yıllarda yönetim
kurullarının başlıca faaliyetleri
nelerdi?
İA- Maalesef mimar-inşaat
mühendisi çekişmesi, mühendis-
yüksek mühendis çekişmesi,
imzacılık gibi konular devam
ediyordu. Bunlarla uğraşmaya,
çözüm bulmaya çalıştık.
Mimarlarla olan münasebetlerde
mimari projeye mimarlar, statik-
betonarme projeye inşaat
mühendisleri imza atacak diye
anlaştık. Ancak yaptırım gücümüz
yok. Buna gene uyulmadı. Diğer
yandan mimarların telif hakkı
vardı. İnşaat mühendislerinin
böyle bir hakkı yoktu. Sonra mal
sahibi mimari projeyi verirken,
betonarme proje, elektrik ve
tesisat projeleri için de mimarla
anlaşma yapardı. Mimar organize
etsin. O uğraşsın diye. Diyelim
mimari proje için 100, betonarme
için 80, elektrik-tesisat için 40
alan mimar, mühendisler de
10-20 puan keser veya en ucuz
yapanlara verirdi. Mimar Sedat Bey
(Sedad Hakkı ELDEM) vardı. Ortağı
da Emin ONAT’tı. Asistandım.
Sultanahmet’teki Adalet Sarayı
projesini onlar kazanmıştı.
Birlikte çalıştık. Ama Sedat Bey
betonarme projeye verilen teklifi
ısrarıma rağmen hiçbir zaman
söylemedi. Sanırım Sedat Beye tek
itiraz eden de bendim. Diğerleri
ondan çekinirdi. Aydın BOYSAN’la
da çalıştım. Bir mal sahibi bana
bir fabrika projesi getirdi. Mimariyi
de ben yapabilirim. Çünkü mimari
proje basit, imza da atabilirim. Asıl
zor olan betonarme proje. Mimari
proje için Aydın BOYSAN Bey ile
görüştüm, yapar mısınız diye.
“Tamam, olur” dedi. Gelin büroda
29
söyleşi