30
sayı 146/2018
birlikte çalışalım dedi. Proje
ücretini de sormadı. İş bitince
proje ücreti için çekini verdim.
Baktı, “Ben sizden az emek verdim”
dedi, çeki yırttırdı. Daha az bir
ücret aldı (Severdim Aydın Beyi).
HNÇ- Eğitim durumumuzun
dünü bugününü nasıl
değerlendiriyorsunuz?
İA- Hasan Ali YÜCEL çok ileri
görüşlü, çok iyi çalışan Milli
Eğitime önemli hizmetleri olan
bir Milli Eğitim Bakanıydı. Bizim
üniversitenin oluşunda da onun
hizmetleri var, desteği var en
azından. Çünkü daha önce
Ali ÇETİNKAYA baltalamış. Ali
ÇETİNKAYA baltalamasa daha
önce üniversite olacakmış.
HNÇ- O da nafia vekili,
demiryollarını da yaptıran asker
kökenli siyasetçi.
İA- Evet, ama işte asker,
disiplinleriyle, mesela bütçesi
bir anlamda mali özerkliği olan
bir duruma girmiş mühendis
mektebi, yüksek mühendis
mektebi adını almış. Politeknik
yapmak istemişler. Yok
demişler, politeknik diye bir şeye
gitmeyelim, yüksek mühendis
mektebi olsun. Yüksek mühendis
mektebi olmuş ve ALİ ÇETİNKAYA
onu budamış, Milli Eğitim
Bakanlığına bağlamış. Herhangi
bir yüksekokul haline getirmiş.
HNÇ- Özerklik olacakken Milli
Eğitim Bakanlığına bağlanmış.
İA- Özerkliği kaldırmış, bütçesini
katma bütçe yapmış, bir takım
şeyler... Ama Hasan Ali YÜCEL
gelince bütün onları düzeltti
ve teknik üniversite oldu. Ben
hatırlıyorum, Hasan Ali YÜCEL
açılışa geldi, 1944 Teknik
Üniversite Kuruluş Kanunu çıktı.
Açılışa Hasan Ali YÜCEL de
geldi. Orada konuşma yaptı ve
mühendis mektebinin bağrından
teknik üniversiteyi doğurduk falan
diye bir şeyler söyledi.
Ama şimdi Köy Enstitülerini de
destekleyen bir bakan Hasan Ali
YÜCEL, ama onu da komünist
yaptılar.
HNÇ- İsmail Hakkı TONGUÇLAR
kadrosu.
İA- Asıl TONGUÇ yürütücü, ama
Hasan Ali YÜCEL de bakan
olarak onu destekliyor. Hasan
Ali’nin başını da yedi köy
enstitüleri. Köy Enstitüleri yararlı
eğitim kuruluşlarıydı. Maalesef
kapatıldı. Bugüne gelince ilk, orta
ve yüksek öğretimde durumumuz
hiç iyi değil. Çok şeyler söylemek
lazım, ama o zaman yalnız eğitimi
konuşmak gerekiyor.
HNÇ- Yetkin/Uzman mühendislik
ve inşaat mühendisinin imza
yetkisi için bize neler söylemek
istersiniz?
İA- 1969 senesi yazında 3 ay
İngiltere’ye gittim. Görevli olarak.
İngiltere’de öğretim kurumlarını
dolaştım. Cambridge, Oxford’a
ve başka üniversitelere gittim.
Görüşmelerim oldu. Bir inşaat
fakültesi başkanı (dekan) bana
şöyle dedi: “Biz Anglosakson
geleneği ile eğitim yapıyoruz.
Fransızlar da çok iyi mühendis
yetiştirirler. Onların eğitim geleneği
matematiğe dayanır. Ve farklıdır.
Biz Fransızlar gibi yetiştiremeyiz.
Biz eğitimden sonra 4 sene
çalışınca çok sıkı bir imtihan
yaparız. Bu imtihanı kazanan
mühendisler imza yetkisi alır.
Profesyonel mühendis olurlar.”
Profesyonel mühendis sınavı soru
kitapçıklarından birini aldım. Odaya
da vermiştim. 1. Sınıf yüksek
matematikten başlıyor. Sorular
ne okumuşlarsa hepsini kapsıyor.
Orada Odalarımızın muadili
“Institution of Civil Engineers” var.
Onun genel sekreteri ile görüştüm.
O da benden bilgi aldı. Uzun bir
görüşme oldu. Bizim durumumuzu
ilginç (!) buldu. Biz de maalesef 40
yıldır bu konu çözülemedi.
HNÇ- Bir de üniversitelerimizin
yabancı dille eğitimi meselesi var.
Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İA- İTÜ Rektörü Muhammed
ŞAHİN döneminde İngilizce
öğretim yapacaktı İstanbul Teknik
Üniversitesi (İTÜ)’nde. Biz buna
şiddetle karşıydık. Aramızdan
3 kişi seçtik. Randevu istedik
rektörden. Rektöre dedik ki: “Biz
tevazu yapmıyoruz. Üçümüz de
İTÜ’den mezun seçkin hocalarız.
Buna kesinlikle karşıyız.” Buna
ilişkin nedenler de konuya ilişkin
raporda yazılıdır. Sonra olmadı.
Eğitim kendi dilinde yapılmalıdır.
Yabancı dil doğru-düzgün orta
öğretimde öğretilmelidir.
HNÇ- Hocam bize zaman
ayırdığınız için çok teşekkür
ediyoruz. Size sağlıklı bir ömür
diliyoruz.
30
söyleşi