13
sayı 148/2018
Yük. Mim. Saadet SAYIN - Prof. Dr. Erdem CANBAY (ODTÜ)
PROJE YÖNETİMİ PROBLEMLERİ*
...................................................
GİRİŞ
Kültür varlıklarının koruma
sürecinin en önemli aşaması
projelendirme aşamasıdır. Zira bu
aşamada kültür varlığının gerekli
ölçüde analiz edilmesi ve tüm
sorunlarının ayrıntılı araştırılması
gerekmektedir. Ancak böyle
meşakkatli bir çalışma
sonucunda projeler olması
gereken kalite ve standartta
üretilebilecektir. Koruma
uygulamalarının başarısı tümüyle
başta hazırlanan bu projelerin
sağlıklı ve yeterli olmasına
bağlıdır. Doğru projelendirme
doğru koruma uygulamasının
önünü açarken, yanlış veya
eksik projelendirme ise koruma
uygulamasının başarısızlığının
ana sebebi olacaktır.
Kültür varlıkları projelendirilirken
öncelikle bir ön etüt çalışması
yapılarak sorunlarının tespiti
çok önemlidir. Her yapının
sorunları farklıdır ve bu
sorunlar çerçevesinde o
yapıya özel teknik şartname
hazırlanmalıdır. Bu bağlamda ilk
adım olarak koruma alanında
deneyimli farklı disiplinlerden
uzmanlar tarafından yapı
incelenerek ihtiyaçları ve
sorunları çerçevesinde ne tür
araştırmaların yapılması gerektiği
ve proje sürecine katılması
gereken uzmanların belirlendiği
bir ön etüt raporu hazırlanmalıdır.
Bu rapor doğrultusunda o yapıya
özel olarak hazırlanmış teknik
şartname ile ihaleye çıkılması
büyük önem taşımaktadır.
Standartlaşmış bir teknik
şartname bir yapı için uygun
düşerken diğeri için uygun
gelmemektedir. Tarihi yapıların
korunması kişiye özel terzi
benzeri her yapı için ayrıdır, ihale
teknik şartnamesi de o yapıya
özel hazırlanmalıdır.
Bu bağlamda teknik
şartnamelerin yeterli ayrıntıda
olmasının yanı sıra proje yaklaşık
maliyetlerinin de araştırmaya
yönelik çalışmaları (sıva raspası,
iskele kurulması, sondaj, yüzey
araştırmaları vb.) ve bedellerini
kapsaması gerekmektedir.
Genelde yaklaşık maliyetlerde
göz önüne alınmayan bu özel
çalışmalar proje hazırlama
sürecini zora sokmakta ve
hatta proje kalitesini çok
düşürmektedir.
Yukarıda bahsedilen problemler
bu bildiride bir vaka çalışması
örneğinde ayrıntılı olarak dile
getirilecektir. Ankara’da bulunan
ve çok ciddi statik sorunları
olan Mimar Sinan yapısı Cenabı
Ahmet Paşa Camisi örnek olarak
verilmektedir. Cenabı Ahmet Paşa
Camisi rölöve ve restorasyon
projesi Sayka Mimarlık tarafından
hazırlanmıştır.
CENABI AHMET PAŞA CAMİSİ
Kanuni Sultan Süleyman
döneminin devlet adamlarından
olan Cenabî Ahmet Paşa,
Anadolu Beylerbeyliği’ne
atandıktan sonra, Celalî
isyanlarında tahribata uğrayan
Ankara şehrini kalkındırmaya 20
yıl boyunca çalışmıştır. Cenabı
Ahmet Paşa Camisi, Paşa’nın
ölümünden dört yıl sonra
1566 yılında tamamlanmıştır
(Peker 2007). Cami, Ulucanlar
Caddesi üzerindeki Mimar
Sinan Meydanı’nda yer
almaktadır. Caminin pek çok
kaynakta Sinan’a ait olduğu
belirtilmektedir. Ayrıca Mimar
Sinan’ın el yazması eserlerinde
Cami’nin adı geçmektedir. Bazı
kaynaklar ise Cami’nin Sinan’ın
öğrencileri tarafından yapıldığını
söylemektedir (Öney 1971).
Caminin pencereleri üzerindeki
yazıtlardan 1803’de ve 1888
yıllarında dış yüzünün onarıldığı
anlaşılmaktadır. Son olarak
Caminin içi 1940 yılında Vakıflar
Genel Müdürlüğü tarafından
onarılmıştır.
Ankara’nın en eski camilerinden
olan bu yapı 13,9×13,9 metre
ölçülerinde kare plânlı olup,
ibadet mekânı merkezi bir kubbe
ile örtülmüştür (Başkan 1992).
Ankara’nın kesme taşından
yapılmıştır. Son cemaat yeri
üç mermer sütunun taşıdığı
üç kubbe ile örtülüdür (Şekil
1). Bunlardan ortadaki kubbe
Osmanlı mimarisinde görüldüğü
gibi, diğerlerinden daha yüksek
ve daha geniştir. Son cemaatin
sağ tarafında kesme taştan
tek şerefeli, 16 köşeli minaresi
bulunmaktadır. İbadet mekânı
üç sıra halindeki 32 pencere ile
aydınlatılmıştır. Minber ve mihrap
oldukça sadedir. İbadet mekânını
örten büyük kubbe 16 pencereli
bir kasnak üzerine oturmuştur.
Kubbe destek sistemindeki
hafiflik ve bol pencere
*2-4 Kasım 2017 tarihlerinde İMO İstanbul ve Trabzon Şubeleri tarafından Trabzon’da düzenlenen Uluslararası Katılımlı
6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu’nda sunulmuştur.
13
makale