32
sayı 148/2018
MÜHENDİSLER VE MİMARLAR YAPI ÜRETİM SÜRECİNDEN DIŞLANIYOR
12 Haziran 2018
TMMOB’a Bağlı Meslek Odaları tarafından 12
Haziran 2018 tarihinde Torba Yasa ile gündemde
olan İmar Affı ve Mühendislik ve Mimarlık
Hizmetlerinin devredışı bırakılmasına yönelik
basın toplantısı gerçekleştirildi. Yapılan basın
açıklamasında Ülkemizde son yıllarda sürdürülen
inşaat sektörüne dayalı, sermaye ve rant odaklı
ekonomik düzen, kamu yararını, planlama ve
şehircilik ilkelerini, mesleki hak ve yetkileri
gözetmeyen, hatta bunları inşaat sektörünün
gelişiminde engel olarak gören bir hal aldığına
değinildi. Denetimsiz ortamın doğuracağı sahte
“mimar” ve “mühendisler” tarafından üretilecek
yapı projelerinin, yapı sahibinin bilgisi dışında
gelişecek yapı üretim süreçlerinin, gelecekte
yaşanacak mülkiyet hakkı ihlalleri ve yargı süreçleri
ile beraber daha büyük teknik, hukuki ve bürokratik
sorunlara yol açacağının altı çizildi.
Basın toplantısına katılan Şube Başkanımız Nusret
SUNA ise “Siyasi iktidar tarafından, son bir ay
içerisinde gerçekleştirilen bir dizi değişiklikle bir
yandan kaçak yapılaşmanın önü açılırken diğer
yandan da mühendisler yapı üretim sürecinin dışına
itilerek mühendislik hizmeti almadan yapı üretilmesi
adeta teşvik edilmektedir.” dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri
Odası, Makina Mühendisleri Odası ve Mimarlar
Odası İstanbul Şubeleri tarafından yapılan
basın açıklamasının tam metni aşağıdadır:
”Ülkemizde son yıllarda sürdürülen inşaat sektörüne
dayalı, sermaye ve rant odaklı ekonomik düzen,
kamu yararını, planlama ve şehircilik ilkelerini,
mesleki hak ve yetkileri gözetmeyen, hatta bunları
inşaat sektörünün gelişiminde engel olarak gören
bir hal almıştır. Yaklaşık 2 yıldır devam etmekte olan
olağanüstü hal nedeniyle ülke KHK’larla yönetilir
hale gelmiş, iktidarın politikaları önünde engel olarak
görülen bilimsel çalışmalar, kamusal denetim ve
benzeri her türlü demokratik hakkımız, çıkarılan
“torba yasalar” ve keyfi uygulamalarla her geçen gün
biraz daha kullanılamaz hale getirilmiştir.
Özellikle inşaat sektörü ile ilgili yasal düzenlemeler,
bir yandan kamuya ait alanların hızla özelleştirilerek
yapılaşmasına neden olurken, kentlerimizi tek
tipleştiren, onların kimliklerini yok eden yeni kent
dokularının oluşumuna yol açmaktadır. Kentsel
mekânlar üzerinden kurulan mekân-hafıza ilişkisi
hızla yok edilmektedir.
24 Haziran’da yapılacak erken seçim öncesi
çıkarılan imar affı başta olmak üzere, yapı denetim
sistemindeki yeni düzenlemeler, imar yönetmelikleri,
2 Mayıs 2018 tarih ve 30409 (mükerrer) sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanan yeni Yapı Ruhsatı
Formu Standardı ile mühendisler ve mimarlar yapı
üretim sürecinden dışlanmaktadır. Yapı denetim
mevzuatında yapılan değişiklik ile teknik öğretmen,
tekniker ve teknisyenlerin de yapı denetimlerinde
görev alabilmelerinin yolu açılırken, yeni Yapı Ruhsatı
Formu Standardında yapılan değişikliklerle de yapı
ruhsatlarında yapı sahibinin, yapı müteahhidinin,
şantiye şefinin, yapı denetçilerinin ve proje
müelliflerinin ıslak imzalarının yer aldığı haneler
kaldırılmıştır.
Bu değişiklikle, ruhsatı düzenleyen idarenin yetkilileri
dışında yalnızca yapı denetim şirketi yetkilisinin
ıslak imzasının alınması, ruhsat açısından yeterli
sayılmaktadır. Yapı ruhsatlarında proje müelliflerinin
imzasını kaldıran düzenleme, kent topraklarının
yağmasını hızlandırarak, her alanda yıkım ve yoğun
yapılaşmanın önünü açan 6306 sayılı Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun,
kentleşme ve planlama ilkelerine aykırı olarak
hazırlanan imar uygulamaları ve haksız yapılaşmaya
neden olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, kaçak
yapılaşmayı özendiren ve meşrulaştıran imar
32
basın açıklaması