13
sayı 149/2018
binanın depremde ne tepki vereceğini tahmin etmek
için mühendis olmaya gerek yoktur. Ne yazık ki
İstanbul, büyük trajediye adım adım yaklaşmakta
ve yine ne yazık ki merkezi ve yerel yönetimler
ağır aksak ilerleyen ve daha çok rant yaratmak
amacıyla geliştirilen kentsel dönüşüm projeleri
dışında iç rahatlatacak, kaygıları giderecek adım
atmamaktadır.
Değerli Basın Mensupları,
İstanbul genelinde Sütlüce’dekine benzer sayısız
bina bulunmaktadır. Son bir hafta içerisinde önce
Sütlüce’de bina, birkaç gün sonra Sancaktepe’de
bir ilkokulun ve son olarak da 30 Temmuz’da
Ümraniye’de bir inşaatın istinat duvarı yıkıldı.
Bütün bunları tesadüfle açıklamak nasıl bilimsel
olmazsa, lokal olayları tartışmak, tek bir yıkımı
ele alıp neden-sonuç bağlamına işaret etmek,
münferiden suç-ceza ilişkisi tanımlayıp kamusal
sorumluluğu yok sayma da sorunun çözülmesini
mümkün olmaktan çıkarmaktadır. Çünkü sorun
tek harfli bir alfabe değildir; çok yönlüdür, iç içe
geçmiş süreçleri işaret etmektedir ve bugünkü
halde merkezi ve yerel yönetimler birinci dereceden
sorumludur.
Değerli Katılımcılar,
Dikkat edilirse, ön teknik değerlendirme
metnimizin sonunda, yaşanan facialarla ilgili olarak
mühendislerin sorumlu olup olmadığı tespit edilerek
gerekli girişimlerin başlatılacağı belirtilmiştir.
Bu net ve açık tavrın arka planında mühendislik
hizmetlerinin niteliğine ilişkin değerlendirme yer
almaktadır. Gerçekten de mühendislik hizmetlerinde
nitelik kaybı gözle görülür bir düzeydedir. Bu tespit,
inşaat mühendisliği eğitim sorunları üzerine
tartışmayı zorunlu kılmaktadır.
İnşaat mühendisliği eğitimi sorunludur. Hemen her
ilde açılan üniversitelerde bir yandan eşit eğitim
verilmemekte, diğer taraftan öğrenci, öğretim üyesi,
derslik, laboratuvar, fiziki altyapı, staj olanağı,
araştırmalar için ayrılan kaynak, ders müfredatıyla
uygulama arasındaki açı gibi temel konularda
hemen bütün üniversiteleri ortaklaştıran sorunlar
bulunmaktadır.
İnşaat mühendisliği mesleğindeki bütünlüklü ve
köklü sorunlar kelebek etkisi kavramıyla açıklanırsa,
kelebeğin ilk kanat çırpışını eğitim sorunları olarak
kabul etmek gerekmektedir. Örneğin laboratuvar
olanaklarından yeteri kadar yararlanamadan
eğitimini tamamlayan genç bir mühendisin kaliteli
hazır beton üretimi, kolon ve kiriş dayanımı, zeminin
fiziksel ve mekanik özellikleri gibi temel konularda
yetersizliği mesleki süreç başladığında açığa
çıkmaktadır.
Basınımızın Değerli Çalışanları,
Açık olmakta yarar bulunmaktadır. Yapı üretim
süreci bir bütün olarak güvenli ve sağlıklı yapılaşma
hedefinden oldukça uzaktır. Zemin seçiminden
zemin-yapı ilişkisine, doğru projeden projenin
eksiksiz uygulanmasına, kullanılan malzemeden
yapı denetim sistemine, mühendislik disiplinleri
arasındaki ilişkiden uzmanlık alanlarının hakkının
teslim edilmesine, mühendisin niteliğinden siyasi
iktidarların ekonomik-politik tercihlerinin yapı
sürecine yansımasına kadar mesleki alanımız
sorunlar ve sıkıntılarla boğuşmakta, Sütlüce’deki
bina ve daha nicelerinin nasıl üretildiği sorusu
yanıt bulmaktadır. Dolayısıyla Sütlüce’deki binanın
yıkılma nedenleri ile Ümraniye’deki istinat duvarının
yıkılma nedenleri örtüşmektedir. Çünkü sorun
yapı üretim ve denetim sistemdeki zaaflardan
kaynaklanmaktadır.
Değerli Katılımcılar,
Bilindiği gibi 6 Haziran 2018 tarihinde İmar Barışı
Uygulama Yönetmeliği yayınlandı. İmar barışı adı
altında başlatılan uygulamanın imar affı olduğundan
kuşku yoktur. İmar affının Sütlüce’de yıkılan
binanın ve daha nicelerinin affedilmesinden başka
bir sonuç doğurması mümkün değildir. İmar affı
nitelikli mühendislik hizmeti almadan, nitelikli bir
denetim sürecine tabi tutulmadan üretilen yapıların
kendilerini muhafaza etmelerine yol açacaktır.
İşin dikkat çeken tarafı, imar affıyla ilgili
mevzuatta yapı güvenliği bağlamında kamuoyunu
kaygılandıracak düzenlemeler bulunmaktadır. İmar
affından yararlanmak için başvuran vatandaşın,
binasının depreme dayanıklılığı, sağlıklı ve güvenli
olduğu yönünde yapacağı beyanın yeterli kabul
13
basın toplantısı - rapor