5
sayı 149/2018
Yaşadığımız acı olayda etkili olan
nedenler konusunda, basına
yansıyan bilgilerden sorunun
belirleyici nedeninin hat altyapısı
ile ilgili olduğu anlaşılmaktadır.
Ama nasıl olmuştur da ray-travers
çerçevesi altındaki balast ve
zemin tümüyle boşalmıştır?
“Yağmur yağdı böyle oldu.
Görülmemiş şiddette bir yağış
menfez üstündeki zemin
ve balast tabakalarını aldı
götürdü.” şeklindeki yanıtlar
ikna edici değildir. Zaten
30.05.2018 tarihli TCDD 1.
Bölge Müdürlüğünden Bakım
Müdürlüklerine yazılan yazıda, “…
yaz dönemi içinde aşırı yağmur
yağışlarının olabileceği,…” bilgisi
iletilmiş, yazının sonunda da
“bu gibi olağanüstü durumlarda
gerekli görülen yerlerde yaya
kontrollerinin arttırılması…”
gereği belirtilmiştir(3).
Meteoroloji Mühendisleri
Odası’nın raporuna göre,
yağışlarda olağanüstü bir durum
bulunmamaktadır. Belli ki
hattın bu kesiminde bir sorun
vardır. Olay; a-menfezin boyut
ve özelliklerinin uygun olmadığı
ve iç temizliğinin yapılmadığı,
b-menfez üstündeki zeminin kötü
olduğu, sudan korunamadığı
için dayanımının tamamen
kaybolduğu, c-bir yandan zeminin
balastın içine gömüldüğü ve
kirletmek (demiryolcu terimidir)
suretiyle balastın geçirimlilik
ve esneklik özelliğini yok ettiği
olasılıklarını akla getirmektedir.
Lafı uzatmadan açıkça ifade
etmek gerekirse; eğer menfezin
durumu kurallara uygun
olsaydı, hattın üzerine oturduğu
kötü zeminle ilgili gerekli
önlemler alınsaydı, hat boyu
sürekli denetleme gereğince
yapılmış olsa idi, böyle bir olay
yaşanmazdı. Açıktır ki, daha
öncesinden, yani yenileme
aşamasında gerekenlerin
yapılmış olması durumunda
olayın gerçekleşme olasılığı büyük
ölçüde ortadan kalkmış olurdu.
Demiryolu hatlarının
oturdukları zeminin özel
önemini vurgulamakta yarar
bulunmaktadır. Demiryolu hat
sistemi, her biri kendine özgü
esnekliği olan (platform-özel
temel tabakası-alt balast-balast-
travers-ray) elemanlar zincirinden
oluşur. Sistemin esnekliğini
balast ve özellikle zemin belirler.
Zeminin çok sınırlı esneklik alanı
aşıldığında kalıcı deformasyonlar
başlar ve böylece nivelman
bozulur. Belirtilen nedenlerle
tasarım ve yapım aşamalarında
zemin konusunun özenle
değerlendirilmesi gerekir. Hat
bozulmalarında altyapının payı
yüzde 30, drenajın payı yüzde 10
olarak belirtilmektedir(3).
Olay konusu hat bölgesinde
tarımsal bir araziden geçiş
nedeniyle zemin niteliğinin
uygunsuzluğu olasılığı
bulunmaktadır. Dolayısıyla daha
dikkatli değerlendirmelerin
yapılması gereklidir. Yenileme
sürecinde gerekenlerin yapılıp
yapılmadığı konusunda kanıta
dayalı bir görüş belirtme
olanağı bulunmamaktadır. Ama,
üzerinde durulan, son birkaç
ayda yapıldığı belirtilen makinalı
bakım, olay açısından belirleyici
anlam taşımamaktadır. Çünkü
makinalı bakımı izleyen dönemde
hatta bozulmalar olabilir. Ayrıca
makinalı kontrol ve bakımlarda
saptanamayacak bozukluklar da
söz konusudur. Bu nedenle hat
boyunca yol durumunun görevliler
tarafından sürekli gözlenmesi
suretiyle denetimi, güvenlik
açısından gerekli ve önemlidir.
Günümüzde bu gereğin insanlar
yerine dronlarla gerçekleştirilmesi
gündemdedir. Bu bağlamda,
yolun gözle denetimini yapan
personelinin kaldırılması ya da
azaltılması konusunun Çorlu
olayının önemli nedenlerinden
biri olarak sorgulanması gerekir.
Yol görevlilerinin tasarruf
gerekçesi ile azaltılması ise
kabul edilemez bir durumdur(3).
Trende koltuk sayısından fazla
yolcu bulunması savı doğru ise,
ölüm ve yaralanmaların yüksek
oluşunun nedenlerinden biri
olarak düşünülebilir.
Sözü edilmeyen fakat önemli
bir konu da, hattın yenilenme
işleminin tamamlanmasından
kısa bir süre sonra işletmeye
açılmış olmasının olası etkisidir.
Yenileme işleminden sonra
hattın stabilizasyonu bozulur.
Üzerinden geçen trafiğe bağlı
olarak artan stabilizasyon belli bir
ton yükün geçişinden sonra en
üst düzeyine erişir. Stabilizasyon
gelişimi süreye bağlı olarak da
ifade edilmektedir. Buna göre,
5
makale