19

sayı 151/2018

Değerli Meslektaşlarım,

Bazı kişileri anlatmak zordur. Kelimeleri özenle 

seçmek, anlatının kurgusuna özel önem vermek, 

hem özel hem de mesleki hayatını eksiksiz olarak 

aktarmak yeterli olmayabilir.

Uğur Ersoy hocamız da bu insanlardandır; onu 

anlatmak zordur. Anlattığınızı düşünürsünüz ancak 

sonunda tarif edilemeyen bir boşluk kaldığını 

görürsünüz.

Ulusal ve uluslararası bazda aldığı ödülleri 

sıralayabilirsiniz, mühendislik ya da sosyal-

toplumsal konulardaki kitaplarından söz 

edebilirsiniz, mesleğimizin duayenleri arasında 

olduğunun altını çizebilirsiniz, sadece mühendislik 

kimliği değil, beraberinde pek çok farklı kimliği 

taşıdığını da ifade edebilirsiniz.

Mühendislikle sanatı, edebiyatı, tarihi, kültürü 

ve hepsinden önemlisi insanı kaynaştırmayı 

başardığını dikkatlere sunabiliriz.

İnşaat mühendisliği genel başlığı altında Uğur 

Ersoy’la gerçekleştirilecek söyleşi, bir bakıma 

Hocamızı tanıma fırsatını da yaratacaktır ki, bu, 

bizlerin de işini kolaylaştıracaktır.

Değerli Konuklar,

Bugünkü söyleşimizde, sadece mesleğimizin 

önemini kavramayacağız, aynı zamanda inşaat 

mühendisliği tarihine doğru bir yolculuğa çıkacağız.

İnşaat mühendisliğinin kat ettiği mesafe, inşaat 

mühendisliği eğitiminin tarihsel süreci ve gelecek 

tasavvuru bağlamında ufuk açıcı ve öğretici bir 

söyleşi olacağından hiç kuşku duymuyorum.

İnşaat mühendisliği tarihini araladığımızda, ilkel 

yapılardan günümüz yapılarına nasıl ulaşıldığının; 

mesleğimizin temel bilgilerinden söz edilmediği 

zamanlarda üretilen görkemli yapılardan, bugün 

depreme maruz kalmadan yıkılan yapılara nasıl 

geçildiğinin ayrıntılarıyla karşı karşıya kalabiliriz.

Mesleğimiz açısından dramatik anlamlar içeren 

bu tespit bizleri, mesleki etik tartışmasına kadar 

götürebilir. Ne yazık ki mesleki etiğin önemini 

yitirmesine yol açan toplumsal-siyasal-ekonomik 

nedenlerin ve ahlaki bozulmanın neden-sonuç 

ilişkisinin irdelenmesini zorunlu kılabilir.

İnşaat mühendisliği eğitim sürecine bakmak, 

beraberinde toplumsal hayatımızı sorgulamamızı 

gerekli kılar.

Dünya ölçeğinde ilk mühendislik okulunun 1752’de 

Fransa’da kurulduğunu, Osmanlının ise sadece 

20 sene sonra Mühendishane-i Bahri Hümayun’u 

açarak, mühendislik eğitimine başladığını 

öğrenir, lakin sonrasında bilime, mühendisliğe 

karşı toplumda büyük bir direnç gösterildiğini, 

fen bilimlerini ülkedeki gericilik duvarına çarpıp 

etkisizleştiğini görürsünüz.

Bu durum, dünyadaki ilk mühendislik okullarından 

birini açan bir coğrafyada eğitimin neden bu 

düzeyde olduğunun ipuçlarını verebilir.

Cumhuriyet döneminde yeniden atağa geçildiğini, 

İTÜ, ODTÜ, YTÜ, Boğaziçi gibi üniversitelerdeki 

eğitimle yeniden mesafe alınmaya başlandığını fark 

eder, yine ancak günümüzde bilimi, mühendisliği 

itibarsızlaştırmaya dönük çabaların, gelişmeye set 

çekmeye başladığına tanık olursunuz.

Dünyada bilmem kaç üniversite arasında ülkemiz 

üniversitelerinin olmadığından yakınırnız. Hem 

de bunu muktedir olarak yaparsınız. Yakınır 

ancak bilimin, fenin, eğitimin gereklerini yerine 

getirmekten ısrarla kaçınırsınız.

İş kazalarını takdiri ilahi olarak açıklarsanız, 

fıtratta var derseniz, bir meslek disiplini olan iş 

güvenliğinin temel kabullerini yok saymanın sonucu 

olarak ülkemizin iş kazalarında Avrupa birinciliğini 

kaptırmadığı gerçeğini yok saymaya çalışırsınız.

Kentleri betona teslim ederseniz, su taşkınlarına 

teslim olursunuz. Dere yataklarını imara açarsanız, 

“doğa intikamını alır” diyerek sorumluluktan 

kaçmak dışında şansınız kalmaz.

Kentsel dönüşüm projelerini rant değeri 

yüksek bölgelerden başlatırsanız, imar afları 

çıkartırsanız, kaçak ve sağlıksız yapılaşma 

sorununu çözemezseniz, yapı denetimi 

zaaflarından arındıramazsanız, güvenli yapı 

üretimini gerçekleştiremezseniz bir doğa olayı olan 

depremin doğal afet gibi yaşanmasının da önüne 

geçemezsiniz.

Değerli Katılımcılar,

Değerli Meslektaşlarım,

Elbette inşaat mühendisliğinin önemi ve sorunları 

dikkat çektiğim konularla sınırlı değil. Ancak Uğur 

Hocamızı dinlemek için sabırsızlandığınızı biliyorum. 

Bu nedenle Hocamızın keyifli anlatımıyla sizleri baş 

başa bırakıyor, saygılar sunuyorum.

19

inşaat mühendisliği etkinlikleri