42
sayı 151/2018
olmamak da değil, kullanılan tercihtir.
Mevcut anlayış tercihi insandan yana
kullanmamaktadır. Can güvenliği tehdidi altındaki
bir kentte, Kanal İstanbul Projesini anlamak ve
kabullenmek mümkün müdür?
Kanal İstanbul için seferber edilecek kaynağın,
yapıların deprem güvenliğini sağlamada önemli
mesafe alınmasını sağlayacağı açıktır.
Değerli Meslektaşlarım,
Pek çok kentimizin durumu aşağı yukarı bu haldedir.
Mevcut siyasal iktidar itibarı marka şehirlerde,
fantezi projelerde aramaktadır. Oysa itibarı ölçecek
kıstas, insana verilen değerdir, insan hayatının
nitelikli olmasıdır, insanın temel ihtiyaçlarını
karşılamasıdır.
Nasıl ki, 1509 İstanbul depremi “küçük kıyamet”
olarak adlandırıldıysa, olası İstanbul depreminin
“büyük trajedi” olacağı ifade edilmektedir.
20 milyon İstanbullunun yaşam kaygısını yok
sayarak Kanal İstanbul, 3. Havalimanı, 3. Boğaz
Köprüsü gibi projelere yönelenler, İstanbul’un
“büyük trajedi” yaşamasına neden olacaktır.
Anılan projeler önemli mühendislik uygulamaları
olabilir. Lakin bilinmelidir ki mesleğimizin ayırt
edici özelliği insanı, insan ihtiyaçlarını dikkate
alması, temel ihtiyaçlarının karşılanması, yaşamın
niteliğinin yükseltilmesini sağlayacak altyapının
oluşturulmasıdır.
İnsanın can güvenliği sorunu olan bir yerde görkemli
yapılardan söz edilemez. Mesleğimizin tarihsel
gelişiminden öğrendiğimiz budur.
Değerli Meslektaşlarım,
2019 yerel seçimlerine giderken tartışma
başlıklarımız, daha doğrusu bağlayıcı kaygılarımız
bunlardır.
Bu nedenle az önce sorduğum soruyu bir kez daha
tekrarlamak istiyorum. Yurttaşların söz ve karar
süreçlerine dahil edildiği bir yerel yönetimin Kanal
İstanbul’u tercih etmesi mümkün müdür?
Bırakalım insanlar nasıl yaşayacağına kendileri
karar versin. Yerel yönetimler buna uygun kanallar
oluşturmakla mükellef olsun.
O zaman göreceğiz ki, Karadeniz’de HES’lerin
akarsuları kurutmasına, Artvin’de maden arama
faaliyetinin Cerattepe’ye zarar vermesine,
İstanbul’da Kuzey Ormanlarının ve su havzalarının
yok edilmesine, Kanal İstanbul’la ekolojik yaşamın
tahrip edilmesine izin verilmeyecek, kentleri rant
odaklı düzenlemek isteyenlerin hevesleri kursağında
kalacaktır.
İnşaat Mühendisleri Odası’nın da kentlere, kentsel
değerlere, kentlilerin ortak yaşam alanlarına,
yeşile, doğaya sahip çıkan bir noktadan, yerel
yönetim seçimlerine dair tavrını belirleyeceğine,
inşaat mühendisliği camiasının bu tavrın arkasında
duracağına, mesleğimizin temel kabullerine bağlı
kalacağına inanıyorum.
Değerli Arkadaşlarım,
Yerel seçime büyük bir ekonomik krizle giriyoruz.
Yok sayılamaz ya da istatistiki verilerle oynayarak
örtülemeyecek derecede ağır sonuçları olan kriz,
inşaat sektörünü de derinden etkilemeye başladı.
Kaç konut projesi yarım kaldı, hesabını tutmak
mümkün değil. İnşaat maliyetlerindeki yüzde 40’a
varan artışın konut fiyatlarına yansıtılamaması
projelerin yarım kalmasına neden oluyor ve iflasların
önü alınamıyor.
Kaldı ki alım gücündeki düşüş konut satışlarını
doğrudan etkiliyor.
Bütün bu süreç işsizlik ve düşük ücret olarak
meslek alanımıza yansıyor. Maliyet artırıcı
unsur olarak görülen iş güvenliği önlemleri, kriz
döneminde tamamen göz ardı ediliyor ve iş kazaları,
iş cinayetleri çoğalıyor.
Sabit ve dar gelirli vatandaşların nasıl bir yangının
içinde kaldığını söylemeye gerek bile yok. İğneden
ipliğe hemen her şeye akıl almaz oranlarda zam
geldi. Hükümet tarafından açıklanan enflasyon
rakamları gerçekleri yansıtmasa da, mutfaktaki
yangını gizlemek mümkün olmuyor.
Bir tarafta kriz, diğer tarafta uluslararası ilişkilerdeki
gerginlik; parlamenter demokrasinin kırıntısına bile
tahammülü olmayan bir iktidar, yok edilen yargı
bağımsızlığı..
Sayıştay Denetim İşlerinden Sorumlu Başkan
Yardımcısı ile İstanbul Belediyelerinin
denetlenmesinden sorumlu Grup Başkanının
görevden alındığı bir zaman diliminde yerel seçime
hazırlanmanın handikabını yaşıyoruz. Aslında
çaresizliğini yaşıyoruz desek daha doğru bir
tanımlama olacak.
Değerli Katılımcılar,
Yerel seçimlerin, düğümün çözülmesine, sorunların
ortadan kaldırılmasına vesile olacak şekilde
cereyan etmesine dönük temennilerimi bir kez daha
paylaşıyorum.
(SUNA, toplantının ikinci bölümünde Oda işleyişi
ile ilgili yönetmelikler konusunda Danışma Kurulu
toplantısına katılan üyelere bilgilendirmelerde
bulundu.)
42
şubemizden