Kitap Tanıtımı |
|
İÇİMİZDEKİ
|
Gene
gel, gene gel, her ne isen gene gel; “İçimizdeki
BİZ”
, uzmanlık alanı, algılama, öğrenme ve dil psikolojisi olan Doğan
CÜCELOĞLU’nun , geliştiren kitaplar dizisi içinde yer alan bir
kitabıdır. Türk
insanının davranışını kültür ve davranış bilimleri kavramlarıyla
açıklayarak ve olaylara psikolog gözlüğü takarak bakan Cüceloğlu,
bu kitapta, alışılagelmiş olayları gözlemleyerek, bu olayların
altında yatan insanların kalitesini irdeliyor. Kitabın
temel savında, kaliteli bir yaşam düzeninin, bireysel yaşamda, aile
yaşamında, iş ve toplum yaşamında, içimizdeki BİZ’i temel
alarak sağlanacağı üzerinedir. Sen
Ben anlayışı ve BİZ Bilinci’ne önemli ölçüde yer verilen kitapta, Sen Ben
anlayışı, paranın iki yüzüne benzetiliyor. İki anlayışında
eşitsizlik üzerine dayandığı ve simetrik olmadığı anlatılıyor. Büyük
çerçeveyi görmeden, bir tünel bakışı içinde sadece eldeki soruna
yönelmenin kötü sonuçlar vereceğine değinilirken,
Türkiye’deki kentleşme süreci örnekleniyor: “Gecekondu
yapımında, seçim önceleri, gecekondu sahiplerine tapu vermek kısa
vadeli bir çözüm olarak uygulanagelmiştir. Ama şimdi biliyoruz ki,
tapu vermek gecekondu ve kentleşme sorununu çözmemiş, aksine sorunun
daha büyümesine zemin hazırlamıştır.” Kitabın temel kavramlarından biri olan vizyon, birey, aile, iş yaşamı ve toplum düzeyinde yaşamı anlamlı ya da anlamsız yapan bir öneme sahip olduğu anlatılmış, bir toplumun ulus olması için bir vizyonu olması gerektiği vurgulanmıştır. Biz
Bilinci’nin yaşam kalitesini yükselteceği
savunulan kitapta, her koşulda doğru olanı yapmayı ilke
edinen kişinin güven yarattığı ve bir liderin ise sadece davranışı
ile değil, varoluşu ve kişiliği ile
kendini tanımlayacağı derinlemesine anlatılmıştır. Yönetici
ve lider arasındaki fark ise şöyle özetlenmiştir :
“Yönetici işi doğru yapmaya özen gösterir. Lider ise doğru işin
yapılmasına özen gösterir.” Kitapta
aile ve toplumda BİZ Bilinci’ne önemli ölçüde yer verilirken, işyeri
sorumlulukları da irdelenmiştir. Hiçbir işin önemsiz olmadığı
vurgulanmış, bir işyerinde hangi düzeyde olursa olsun her kişinin
BİZ bilinci içinde davranmasının sonuçlarına yer verilmiştir:
“Herkesin BİZ Bilinci içinde olduğu bir ortamda
değer vermek, sevgi göstermek, saygılı davranmak bir sorun değildir.
Olgun kişi BİZ Bilinci’nin davranışını başkası takdir edeceği
için, beğeneceği için yapmaz. Kendi kişisel bütünlüğü için,
kendi kendisiyle ilişkisindeki onur için yapar. Gerçek BİZ olduğu için
ve hakikate saygı göstermek için yapar.” Kitabın
son bölümünde geleceğin gücü dile getiriyor. Pişmanlığın geçmişten,
umudun gelecekten kaynaklandığı ifade ediliyor. “İnsanın gelecekteki umudu, şimdiki
gücünün kaynağını oluşturur.” Biz bilinci içinde olan
insanın her zaman güçlü olacağının altı çizilirken; gücünü,
aile, iş ve toplumda da kaliteli bir yaşam için uygulayan insanın,
barışın ve sevginin teminatı olacağı vurgulanıyor. Sen
Ben ve BİZ anlayışının, yaşamdan örneklerle beslenerek anlatıldığı
kitap, Cüceloğlu’nun her zaman kullandığı yalın dili ile
bir solukta okunabilecek türde. Belki
de bir çoğumuz okumuşuzdur bu kitabı ama içinde bulunduğumuz
ekonomik, sosyolojik vs. birçok buhran, çoğumuzda “Sen Ben” anlayışını
hakim kılmaya başladı bile. Çoğumuz
toplumdan uzak yaşıyor ve sorumluluklarımızı yeterince yerine
getiremiyoruz. Bunun için de bir sürü bahane öne sürüyoruz. Ondan
sonra da bu ülkede olan bir çok şeyi eleştiriyoruz.
Aslında Cüceloğlu, “Türkiye’nin
sorunlarından bu ülkenin insanı sorumludur” derken; bu ülkede,
kişi başına düşen sorumlulukların ne kadar büyük olduğunu bir cümle
ile ifade etmiştir. Bir toplumun, bir ailenin ve bir işyerinin bireyi isek, bu kitabı okuduktan sonra kendimizi sınayabiliriz.
|